Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Biri çıkıp “Şu geçtiğimiz sezonu bir özetle” dese ne yapacağız?.. Futbolu anlatmak için işin içine futbolu nasıl sokacağız?
Denemesi bedava:
“Evet sayın seyirciler top Organize Şube’de... Uzun bir pas. Cumhuriyet Savcılığı göğsüyle yumuşattı. İndirdi. Vurmadı, Yüce Mahkeme’ye şık bir pas verdi. Müthiş bir röveşata... Gooooll.
Hayır hayır sayın seyirciler. Ofsayt mı yoksa?
Yargıtay henüz santrayı göstermedi. Bu arada Basın Tribünü’nden sahaya atlayıp oyuna müdahale edenler var. UEFA bu maça el koyar sayın seyirciler”
Saçma oldu ama...
Bitmedi:
“Kısacık” bir yıla iki Futbol Federasyonu sığdı ki, biri bu yolda telef oldu. Diğeri tüm mesaisini buna harcadı.
Oysa futbolumuzun tek sorunu “şike” değildi.
İşler hafiflediğinde TFF Başkanı Yıldırım Demirören’e sormuştum:
-Şimdi sırada ne var?
Yanıt netti:
“Şiddete sıfır tolerans”!..
Evet... Polis-Savcı-Yargıç denetimdeki sezon nispeten olaysız geçmişti, ama futbolumuzda “Tribün Terörü” diye bir gerçek vardı.
“Uykuda” olması bittiği anlamına gelmezdi. Hatta yaşadığımız sürecin getirdiği elektriklenme ile Marmara Fay Hattı gibi büyük bir stres birikmişti üzerinde.
Yeni sezonla birlikte kırılıp her yeri perişan etmesi muhtemeldi.
El atılması gerekiyordu.
Atıldı.
Sevgili Kardeşim Cemal Ersen’in dünkü manşetini okudunuz. Yeni futbol düzeninde şiddetin karşılığı en üst limitten gelecek. Bireysel takip hayata geçecek.
Lakin yetmez.
Sayın Demirören’in de aklında olan başka sosyal önlemler de var. Daha doğrusu “şiddet karşılığına teşvikler”...
Centilmenlik ödülleri mesela.
Reklam Kampanyaları.
Gelecek nesilleri eğitme organizasyonları.
“Şike” koskoca bir yılımızı yedi. Sürekli mücadele gerektiren konulardan kamuoyunu ve yetkilileri uzak tuttu.
Ne mutlu, acıklı bir olay meydana gelmeden gündeme geldi.
Umarım, transfer parıltıları arasında kaybolup gitmez ve bir yıl sonra bize “Evet sayın seyirciler şimdi top holiganda” diye başlayan durum tespiti yaptırmaz.
O gün ağıt yakacak ve sorumlu arayacak olanlar, samimi olduklarını kanıtlamak istiyorlarsa bugün destek verip sahip çıksın şiddet ile mücadeleye.

Haberin Devamı

Çakıllı köyünü tavsiye ederim
Yaz gelince futboldaki yazarlar şortu çekip plajlara kaçarlar. İlla ki yazanlar, balık tarifleriyle tatil köyü betimlemelerine kayarlar.
“Hüsnü ustanın ahtapot lezzeti, motel sahibi Nigar hanımın dolmaları ve titizliği” !..
Bizde yok bu lüküs angaryalar.
Lakin modaya uyayım, ben de konu dışına çıkayım. Şu yaz sıcağında “sıcacık” bir memleket köşemizi anlatayım:

Çakıllı köyü... Batman’dan çık, Beşiriyi geç, amortisörlerine güvenirsen 25 kilometre git. İşte Çakıllı. Doğu Anadolu’nun tam ortası. Yaz ortalaması 40-45 derece.
Terledinse al duşunu!..
Tabi su bulursan.
İçmeye su yok.
İki yıl önce 70 metrelik bir kuyu kazmışlar. İki ay önce çökmüş.
Kaymakamlığa gitmişler. “Ödenek yok, malzeme yok, işçi yok” yanıtı.
Köyde bir saz tıkırtısı... Sanki, “Kavrulduk ey halkım unutma bizi” güftesi.
Bir futbolcu bonservisine bin kuyu açılır, ama kavruluyor Çakıllı.
Dayan muhtar Arif Demirtaş.
Önümüz kış.
Transferler muhteşem.