Ufaklık, tatil günü “lunapark” diye tutturunca babası bir cinlik yapmış ve okuduğu gazetedeki dünya haritasını makasla ufalayıp çocuğuna vermiş:
“Birleştir gidelim”!..
Sinsi sinsi sırıtan peder bey kahvesini koyup koltuğuna kurulana kadar kağıttan boz-yap’ı bitirmiş oğlu.
“Hadi lunaparka”!..
Faltaşı gibi gözlerle “Nasıl becerdin?” demiş babası.
Çocuğun yanıtı:
“Haritanın arkasında insan resmi vardı, insanı düzelttim dünya düzeldi”.
* * *
Kıssadan hisse.
Nasıl düzelir futbol dünyamız?..
Ancak ve ancak futboldaki insanların kalite kazanmasıyla.
“O ne zaman ?” diye sormayın; belki bir (belki iki) nesil sonra.
* * *
Şu anda durum şu aşamada:
* * *
Fenerbahçe’ye karşı oynamayan (!) Emenike için Karabükspor’un Trabzonlu futbolcusu Bülent Ataman resmen saydırıyor maçtan sonra...
Hem Emenike’ye, dolayısıyla gıllıgışlı işler yapan (!) Fenerbahçe’ye.
Bülent Ataman’ın son cümlesi, “Gerçi Emenike’nin MR’ında yırtık görülüyor ama”...
Ayıp be.
Emenike bizi âlâkadar etmez.
Ama Bülent bizim...
Bizim “insan unsurumuz”un özeti.
* * *
Ve Beşiktaş’ın Bursa serüveni...
Yahu bu ülkede “Devlet Garantisi” ile Galatasaray-Juventus maçı oynanmış; çıt çıkmamış.
Kafkasların en gergin günlerinde Bursa’da, Ermenistan ile milli maç yapılmış; yerden toz bile kalkmamış.
Madem ki “Devlet katından” karar alınmış Bursaspor-Beşiktaş maçı seyircili oynansın diye, neden önlem alınmamış?
Ya sokaktaki Bursaspor taraftarı... Hergün selam verdiği kendi polisini taşa tutan o insanlar...
Beşiktaşlıları bulsalar parçalayacaklar.
Hangi ceza, hangi telkin, hangi nasihat düzeltebilir ki bu insanları?
Belki bir nesil sonra!
* * *
Gökhan Gönül “Kaç para aldınız ?” dedi mi rakiplerine?
Bilinmiyor.
Demişse Gökhan da bizden!..
Dememişse “uyduran”, “yazan” zaten biziz.
Hiç farkımız yok birbirimizden.
* * *
Başka ülkelerde tezahürata sinirlenen futbolcular ne yaparsa yapsın.
Yaşasın benim ülkem, yaşasın benim tarzım!
Spor Toto 2. Lig Kırmızı Grup’ta Sakaryaspor-Kocaelispor maçında Kocaelisporlu Gökhan takımı 4-1 gerideyken taraftarların “41 kere maşallah” tezahüratına tepki olarak 5. golü kendi kalesine attı.
Küfür kafir yok. Espri ile eleştiri o kadar.
Çocuğun ruh halini, dünya algılamasını, sportmenliğini ve spor eğitimini anladınız mı?
Anlarsınız. O da bizden!
* * *
Liste uzun. Ama yazarken karnı ağrıyor kulunuzun.
Sözün kısası... Bizim koşullarımıza göre “çiçek gibi” bir sezon daha bitmek üzere!..
Bundan sonra en çok iki bıçaklama, bir linç, iki tane de meydan savaşı olur.
Bir hakem triosu dövülür.
İki kulübün yöneticileri takunyalı natırlar gibi birbirlerine girer.
Federasyon’a siyah çelenk konur; o kadar.
Tabi bir de Galatasaray Genel Kurulu var. Malum, artık “sabıkalıdır” Galatasaray!
Neyse... Arkasındaki insanı düzeltmeden Dünya’yı düzeltmeye kalkan bizlere göre çiçek gibi sezon işte.