Müthiş bir çizgi romandı... Tam bir kara mizah örneği: Adam, çöpten bulduğu kandilden çıkan “cin”e ne emrederse yerine geliyor... Ama en feci şekilde.
Mesela “Para bul” diyor... Adamın evi yanıyor; tak diye sigorta parasını koyuyorlar önüne.
“Şöhret olayım”!..
Tak; manşetlerde... Eller kelepçeli cinayet zanlısı!
Emenike “temennim” de çizgi romandaki gibi gerçekleşti açıkçası.
İşte Şike Operasyonunun “Ş” si ortada yokken Mayısta yazdığım Emenike yazısı:
* * *
Umarım Emenike işe yaramaz!
...
Emenike’nin Fenerbahçe’ye transferi ayıplıdır!
Emenike gerçekten sakat olduğu için Fenerbahçe’ye karşı oynamamış olsa da ayıplıdır, ayıp olmasın diye Trabzonspor’a karşı oynamasa da ayıplıdır. Piyasadaki lafların “bir tanesi doğru olmasa bile” ayıplıdır.
Çünkü “şuyuu vukuundan beter” bir aşamaya taşınmıştır Emenike vak’ası.
Dedikodu bu kadar ayyuka çıkınca, Fenerbahçe gibi bir kulübün “bağrına taş basıp” Emenike’den vazgeçmesi lazımdı oysa.
Bırakacaksın Galatasaray alsın!
Sonra dönüp “dedikoduculardan” hesap soracaksın.
...
Düşünsenize; “Teknik direktörümüzün transfer listesinde ilk sıraya yazdığı Emenike’yi, futbolumuzun gereksiz polemikler içine sokmamak ve büyük Fenerbahçe’yi dedikodulara muhatap etmemek için transfer etmekten vazgeçtik” şeklinde bir açıklamayı!
Kaç milyon eder bu tıynet, bu asalet?
Azıcık etik, sevgi ve güven olarak geri döneceği gibi “az tamah çok ziyan getirir” Fenerbahçe’ye.
O “ziyan”, gelecek sezonlardaki gündelik olaylarda karşısına çıkınca, düşman arayacağına böylesi eylemlerini sorgulamalı Fenerbahçe yönetimi.
Umarım Emenike işe yaramaz da Fenerbahçe’nin başında (uzun süre) Damokles’in kılıcı gibi asılı kalmaz!
* * *
Keşke Fenerbahçe, başkanıyla ve yöneticileriyle birlikte yanmadan gerçekleşseydi dileğim.
Konuşsun Aziz Yıldırım
Açık söyleyeyim, “tırsıyorum” ben!..
Mesela gidip “Patron”dan zam istesem, “Kulüp Başkanı’ndan para sızdıran gazeteci” diye içeri alırlar mı?
Malum; bizim patron sayın Yıldırım Demirören.
Dördüncü değilse bile yedinci dalga ile ıslık sıçanına döner miyim diye düşünüp duruyorum.
Şaka bir yana... Acaba, sayın Aziz Yıldırım’dan nemalanan gazeteciler ne yapıyor şimdi?
Varmış böyle “meslektaşlar”!.. Ben uydurmadım, hatta Aziz Bey ima etmişti.
Arabalar, geri ödenmeyen borçlar, iş ayarlamalar falan. Aynen şike söylentileri gibi fısıltı desibelinde konuşulur durur yıllardır.
Yalan olabilir mi?..
Hiç sanmam. Erman Toroğlu’nu yayıncı kurumdaki işinden attıracak kadar büyük güç, istese iş ayarlamaz mı “adamına”? Ufak çıkmalar yapmaz mı milyon dolarlar havada uçuşurken?
İşin kötüsü, bir işe yaramadı bu ulufeler... Bakıyorum medyaya, kimse cansiperane korumuyor Başkan’ı.
“Hatası varsa cezasını çeksin” demeyen yok. Almışlar parayı yatmışlar üstüne mi ne?
“Bırakın adamı zaten hasta” diyenler Aziz Yıldırım’ın “düşmanları” ya da Aziz Yıldırım’ın düşman sandıkları.
Neden?
Göbek bağı olmayan içinden geleni konuşur. Güçlüyken çatabilen, eli kolu bağlıyken sahip çıkabilir. Alengirli işler peşindekiler ise “ya çakılırsa, ya konuşursa” korkusuyla ıslık çalarak dolaşır bugünkü gibi.
Sahi... Gazeteciye bahşiş vermek suç değil ki. Sorgulanması gereken bahşişi alanın karakteri. O zaman, açıklasın sayın Yıldırım ima ettiği isimleri.
Madem temizleniyoruz, madem bir sürü insan haklı/haksız acılar çekiyor; bizim mesleğin kirlenmişleri de ucuz atlatamasın bu dönemi.