Şampiyonlar Ligi falan anlamam. Şimdi size Melih Gökçek ile yaptığım görüşmeden bir bölüm yazacağım.
Kelimesine dokunmadan...
Burası röportaj köşesi değil, ama Pekin konusunda son derece aydınlatıcı olacağı inancındayım.
Belki, olimpiyattan elimizde kalan “Devşir - Devşirme” kavgalarının, “Medya mı, Federasyonlar mı” suçlu tartışmalarının ne kadar saçma olduğunu anlamamıza yardım eder.
Lütfen okuyun ve “derin futbol”un nelere kadir olduğunu, neleri engellediğini anlayın.
* * *
M.G.- Mehmet Atalay’a “arkadaş” dedim, “Bak bu spor dallarını bölüşelim”. Toplantıda sayın Bakan da var. Mehmet Ali Bey’le(Şahin) birlikte oturduk konuştuk. “Olimpiyata hazırlanan dört branşı bana verin” dedim. Dört branş da İstanbul’a verin.
- Hangileri?
M.G- Güreşin serbesti. Çünkü Tayyip (Erdoğan) bey ile aramızda öyle bir anlaşma vardı eskiden. O grekoromeni almıştı, ben serbesti almıştım. Serbest dışında, halteri, atletizmi, boksu alayım. Bizim üç amatör kulübümüz var. Askispor, Ankara Belediye, Egosopor. Bunlara verelim branşları... Orada olimpiyatlara kadar hazırlansınlar.
- Yanıt?
M.G.- Onlar da Bakan beyle birlikte “Hay hay” demişlerdi.
- Neden olmadı?
M.G.- Genel Küdür (Mehmet Atalay)ile Ankaraspor konusunda bizim çocuklarla ciddi bir tartışma çıktı. Ondan sonra ben de telefonla konuştum. Bize de sertleşti falan filan. Ondan sonra da bir daha Mehmet Atalay ile bir araya oturmadım.
- Ankaraspor tartışmasının sebebi nedir?
M.G.- Protokol tribünu ile ilgili tartışma. (Genel Müdür)”Verdiğiniz biletleri ben düzenleyeceğim” deyince; “Bu özel kulüp” diyorlar. Ondan sonra tartışma çıkıyor. Bana intikal etti. Sesini falan yükseltince... Başkasına yapar da bana yapamaz. İpler koptu. O iş de kaldı.
* * *
Buyurun bakalım.
Pekin’deki başarısızlığımızın sebebi, “futbol aşkı” diye biliyorduk “futbol kavgası” çıktı.
Hafızanızı tezeleyin:
“70 milyonluk ülkeden 70 olimpik sporcu çıkmaz mı” sorusu bize aitti.
Yanıt Çin’deki Genel Küdür Atalay’dan geldi:
“İstanbul ve Ankara Belediyeleri’nin futbol aşkı, bizi en az 15 olimpik sporcu eksiltti”.
İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş “en iyi savunma hücumdur” taktiğini seçti:
“Altı yılda ne yaptın diye sorarlar adama”...
Ve aynı partinin bürokratı tarafından suçlanan ikinci siyasetçisi Melih Gökçek’in cevabı da ortaya koydu ki, “filler kavga etmiş, filiz gibi Türk sporcuları ezilmiş”.
Ankaraspor’un protokol tribününe kimlerin girebileceğine ”sen mi karar vereceksin, ben mi” tartışması, gariban Türk Amatörleri’ni iki dev belediyenin dev imkanlarından etmiş...
Neden ? Çünkü Ankara’da bir stadın protokolünü kontrol etmek, olimpiyata 15 sporcu fazla götürmekten de üç-beş madalya fazla almaktan da şu milletin moralini yükseltmekten de önemli!
Belki de Dünya’nın en müthiş spor tesisleri Ankara’da dursun öyle..... Bir ülke kadar imkanlara sahip İstanbul, kaynaklarını olimpik sporculara değil futbola sunsun.
Sporcuyu yetiştiremiyorsan bastırırsın parayı devşirirsin! Parasıyla değil mi?
Protokol daha önemli.
İşler bu kadar keyfi işte bizde.
Bu kadar günlük.
Bu kadar yüzeysel.
Ben, “bahanesiz olimpiyat”ta çöküşe giren Türk Sporu’nun sorumlusunu aramaktan vazgeçmek üzereyim. Çünkü iş dönüp dolaşıp “biz”e geliyor. Türkiye’de her yapılan veya yapılmayan işi “bizim oylarımız” belirliyor.
NOT: Başkan Gökçek’in Ankara’daki spor yatırımları ve Ankaraspor macerası ile ilgili inanılmaz öyküyü daha sonra yazacağım.