Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Futbol tarihimizin en şatafatlı takımı olup olmadığı tartışılan Beşiktaş, Guti ve Quaresma’nın (hatta Ernst) yanında Almeida, Simao ve Fernandes’i de bordroya dahil edince son noktayı koydu:
“Süper Lig, süper lig olalı böyle takım görmedi”!
Belki daha yetenekli, daha ünlü yabancılar geldi... Belki onlardan çok daha becerikli bizim futbolcularımız da Süper Lig’de forma giydi. Ama futbol bir şovsa, hiçbir şov Beşiktaş’ınki kadar ihtişamlı değildi.
İyi midir, kötü müdür bilemem...
Futbolcumuzu mu geriletir, futbolumuzu mu ileri götürür; zaman gösterir.
Lakin, Beşiktaş Kulübü bir “tercih” yapmıştır ve tüm gereklerini yerine getirmektedir.
İroniye bakın... Yapan da “yeter” çığlıklarının muhatabıdır.
Tribüne bile gitmekte zorlanan Yıldırım Demirören, başkanlıktaki “çıraklık” ve “kalfalık” dönemlerini geride bırakmış “usta” olmuştur artık. Hakkını veremeyenler ise çıraklık ve kalfalık döneminde fazla ileri giden “acul”lardır.
En iyi takım Beşiktaş, en büyük Başkan Demirören!.. Var mı itirazı olan?
Bakın, aynı gün Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım
televizyon söyleşisine katılıyor. Deli gibi merak edilen Fenerbahçe hakkında en yetkili ağızdan bilgi veriyor... Beşiktaş’a taş atıyor... Futbolcularını suçluyor; futbolcularını... Birkaç gün önce hakemlere girişmiş zaten.
Kısaca; 12 yılın olayı!
Normal koşullarda bir hafta sürmanşet olacak açıklamalar, Beşiktaş yıldızlarının hava alanı macerasının altında, gölgesinde.
Soru şu; hangisi “en büyük kulüp” bugün itibarıyla?
Hedefi, “kitlelerin reytingi” olan “işlerde”, mal-mülk, borç-harç ikinci plandadır eşyanın tabiatı gereği.
Tercih sizin! Ya başarılı olursunuz göze batarsınız, ya çılgınlık yaparsınız, ya acaip transfer, ya alt yapıdan mucizeler... Ne kadar ilgi, o kadar kalabalık. Ne kadar kalabalık o kadar köfte(Toroğlu’na telif ödemem gerekecek).
Bu alemde kim daha çok konuşuluyorsa o kazanmıştır. O da Beşiktaş’tır.
Taşlar yerinden oynamıştır.
Kimse oturup Portekizliler’in fiyatını, paranın kaynağını falan hesaplamasın bu saatten sonra. Artık para ikinci planda!
Önemli olan bu kadar şöhreti toparlayabilmektir. Şu andan sonra hiçbir şey olmasa, futbolculara verilen paranın yarısı çıkmıştır.
Nasıl mı?..
Göreceksiniz. İlla sahada “başarı” gerekmez yatırımın geri dönüşü için. Ortaya konulan organizasyon zaten “başarı”dır. Gençlerin önüne internetten “Football Manager” oynarken birinci tercihleri olan futbolcuları koymanın getirisini kim hesaplayabilir?
Yarısına ulaşılmıştır hedefin. Sahadaki ona destek olacaktır.
Tekrar ediyorum... İyi midir, kötü müdür bilemem. Ama bu bir modeldir. “Saadet Zinciri” gibi “genişlediği kadar” zenginleşip zenginleştiren futbol için “hayal” sayılmayacak bir model.
En büyük endişe ise Beşiktaş modelinin Türkiye’de bir “ilk” olması.
Modern Dünya’da “ilk”ler yaratıcılık ve girişimcilik olarak değerlendirilip insanlar tarafından ödüllendirilebilir. Fakat bu ülkede “ilk” olan her şey fena halde “tehlikededir”!
Saymakla bitmez Beşiktaş’ı bekleyen tehlikeler.
O tehlikeler ve yapılması gerekenler bir dahaki Ters Köşe’de.