Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sayın Ünal Aysal, Galatasaray tarihinin “en konsantre” başkanıdır!.. İşine gücüne, kulübe, transfere “konsantre” olması ayrı...
Benim demek istediğim “zamanı hızlandırması”...
İki sezonda 15 yıllık başkanlık yapması...
Adeta saniyede 15 kare çekilip 24 kare oynatılan bir film gibi Ünal Aysal’ın Galatasaray macerası.
Yoğun.
***
Bakınız, iki yıl içinde 15 yıllık başkanlar kadar bol konuştu.
15 yıllık başkanlardan çok dil sürçmesi yaptı.
Bir o kadar yanlış anlamaya neden oldu.
Acul davrandı.
Baskın seçim bile planladı, kısa fakat kıvamlı başkanlığında.
Ve sonunda, 15 yıllık başkanlara nasip olmayacak bir “yönetici kahramanlığı”nın altına adını yazdırdı:
“Artık Federasyon’dan tek beklediğimiz istifa etmesidir”.
***
Bir büyük kulüp başkanı için “en-el hak” demek gibi bir şey bu. Gücün ve özgüvenin doruk noktası.
Koşullar doğru olduğunda, her başkan için şehvetle söylenecek ve tarihe geçecek bir otorite ifadesi...
Peki koşullar doğru mu?
Daha doğrusu sayın Ünal Aysal’ın kükremesi için “gerekçesi” yerli yerinde mi?
Hayır.
***
Nedir gerekçe?
“Süper Ligimiz, elini kolunu sallayarak gelen her yabancıya kucak açsın”!
Yani...
“Benim Avrupa’da başarılı olmam için gereken yapılsın, isterse Türk Futbolu batsın. Türk Futbolcusu da sıkışık trafikte selpak satsın”.
***
Bir başkan’ın “Federasyon istifa” demesini anlar ve gerekirse alkışlarım.
Lakin gerekçenin her boydan kulübü aşan ve Türk Futbolu’na zarar veren cinsten olmaması lazım.
“Türk futbolcusu yabancı futbolcu ile rekabet edebiliyorsa zaten sorun yok, rekabet edemiyorsa bu işi yapmasın” deyip “her alanda Dünya ile rekabet ettiğimizi” ileri sürenlere de “koruma ve kollama olmasa bugün bir tane yerli marka araba, beyaz eşya, televizyon satmayı bırakın, yabancı marka alacak paramız bile olamayacağını” hatırlatırım.
Ve kimi çiftçisini, kimi hayvancılığını, hemen hepsi milli sektörlerini ve insanlarını gözü gibi koruyan gelişmiş ülkeleri unutmayalım.
***
Galatasaray başkanı sayın Ünal Aysal’ın Federasyon’dan istifa isteyip istememesi değil mesele...
Neden istediği.
Talebi gerçekleşirse başımıza neler geleceği.
Resmen “çok konuşan çok hata yapar” kategorisinde bir iş.
Tek başıma kalsam da gerekçenin “buram buram egoistlik koktuğunu” söyler, “kendi hesabından gerisini iplememeyi” de aştığını, “kendi bindiği dalı kesmek anlamına geldiğini” tekrarlarım.
Bu da benim egoistliğim belki.
Çünkü o dalda sadece futbolcularımız yok, sizler gibi ben de varım.

Haberin Devamı

‘TOP YUVARLAK AMA BİZ DEĞİLİZ’
Trabzonspor başkanı sayın Hacıosmanoğlu’nun dobralığından şikayetimiz yok!
Hatta memnunuz.
Bakın dedektif romanına dönen Tolga’nın transfer öyküsünü nasıl özetleyiverdi:
“Milleti kandırıyorlar... Yok 10, yok 5 milyon Euro istemişiz. Tolga için ödenmesi gereken 3 milyon 250 bin Euro. 2,5 milyonun üzerine çıkmadılar. Araya 50 tane adam soktular”.
İşte bu kadar.
Ak koyun kara koyun, Tolga’nın transfer hikayesindeki oyun, kimlerin tarafından nasıl tezgahlanıyor herkes anladı şimdi.
Trabzonspor başkanı sayın Hacıosmanoğlu’ndan tek şikayetimiz son cümle:
“Top yuvarlak ama biz değiliz”.
Futbol bir oyun ama sokakta oyun oynayan çocukların jargonunu kaldıramayacak kadar saygın ve üst düzeyde bir oyun.
Buna ne gerek var sayın başkan?