Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Süper Ligimizin en “ciddi” futbolcusu hangisi?.. Keita!.. “Sulu hareketlere” asla tahammülü yok haspamın.
Lakin “artistliği” biraz zayıf.
Hani Yeşilçam’ın ünlü aktörleri sormuşlardı ya:
“Bize yüzde 40 vergi... Peki, futbolculara neden yüzde 15”?
Bu yüzden.
“Artislikten” ne kadar geliri olabilir ki, mesela Kaita’nın?
Rol kabiliyeti ortada. Ayağının bir metre ötesine su gelince kafasını tutup yere yatıyor. Yerde kafayı bırakıp ayağını ovuyor.
Mizah mı yapıyor, milleti aptal mı sanıyor belli değil.
Bu adam yağmurda nasıl oynuyor; ben ona hayret ediyorum.
* * *
Peki, Süper Ligimizin en fedakâr başkanı hangisi?
Aziz Yıldırım!..
Stat yapılırken sabahlara kadar şantiyede beklediği için değil...
En pahalı ve en zor transferlere imza attığı için de değil!
Geçin kulübe çağ atlatmasını falan...
Koridorda tartışmayı sürdüren Emre “ceza almasın” diye cansiperane bir şekilde kendini öne atıp hakemi kalayladı ya; ben buna fedakârlık derim.
Düşünsenize, karizmanın çizilmesi işten bile değil.
Yaptığının en hafif karşılığı “ağır ceza”.
Peki “Emre’yi korumak için” yapmadıysa.
O zaman yine “en”!..
Süper Ligimizin en “agresif” başkanı.
* * *
Süper Ligimizin en şaşkın teknik direktörü hangisi?
Daum...
Yanlış adamı, yanlış zamanda, yanlış yerde oynattığı için sanacaksınız.
Yanılırsınız.
Onu “Dünya’nın en iyilerinden” bildiğimiz Rijkaard bile yapıyor. Daum’u “enler kulübüne” sokan, başını/sonunu düşünmeden konuşması:
“Şampiyonluk sözü veremem, ben sihirbaz değilim”!..
Yahu o söz çoktan verildi. Hem de üç yıl için.
Şimdi, sayın Yıldırım sihirbaz mı oluyor yani?
Bunu tartıp-bilip konuşuyorsa yine “en”dir Daum!..
En uyanık teknik direktör.
Aziz Bey’in yıpranan sinirlerini penalayıp, alıp tazminatını tüymek istiyor o zaman.
* * *
Peki gelmiş geçmiş en büyük Federasyon hangisi?
Özgener Federasyonu tabi!..
Bu kadar “demokratik” bir federasyon futbol tarihimizde görülmedi!
Mesela Diyarbakırspor’un cezası “Devlet erkanı ile istişare sonucunda” verildi.
Bursaspor’a ceza, federasyondaki Bursalılar marifetiyle hafifletilebiliyorsa, sebep olduğu infialin cezasını siyasetçiler ve bürokratların indirtmesi en doğal haktır!
Danışmak, fikir almak, kamuoyunun nabzını tutmak, esnemek iyidir ama bunun sonu “şampiyonu referandumla belirlemeye” kadar gider;
Federasyon “noter”e döner.
* * *
Çuvaldızı kendimize batıralım. Sezonun en “ciddi” haftasında “gırgırla” balık avlamak niye?
Çünkü, durum o kadar ciddi ki, ciddiyeti kaldıramaz hale geldi.
Antik çağdaki “şehir savaşlarının” düşük yoğunluklu bir benzeri gibi futbol. Büyük şehirler ise semt savaşlarına hazırlanıyor.
Futbol geriyor. Hasta ediyor.
“Spor” ile “sağlık” kavramlarını yan yana kullanmak “ciddi” şekilde “mizah” yapmak anlamında son günlerde!
Anlayın vaziyetin karışıklığını.
Futbol resmen akıl sağlığımıza zarar veriyor. Kişisel ve geleneksel kavgaları geçtik, ayrımcılıkta yol kat ettik futbol sayesinde.
Bakın daha “şike dosyaları” var sırada.
Küme düşecek olanların haklı isyanları kapıda... Şampiyonluğu kaçıracaklar taraftarın önüne atacaklarının listesini yapıyor.
Bitse de kurtulsak diyeceğimiz bir sezon finali bekliyor hepimizi.
Var mı aklıselim bir ses?.. Yok.
O zaman güleceğiz ağlanacak halimize.