Federasyon bitmiştir!
Herkese hayırlı olsun!.. Kulüpler Birliği’ndeki tüm başkanlar, Kral Arthur’un yuvarlak masa şövalyeleri gibi sayın Aziz Yıldırım’a “biat” edip Federasyon Başkanı sayın Mahmut Özgener’e -Kral Arthur’un uşağına davrandığından kötü davranarak- “Gel buraya hesap ver” demesiyle, Türkiye Futbol Federasyonu “ortadan kaldırılmış” olmasa bile o sürece girmiştir.
Özgener gider/gitmez. Kızar/kızmaz. Fark etmez!
İş buraya gelmişse, ne o kulüplere bir federasyon lazımdır, ne de o federasyon “kulüpler pramidinin” tepesindeki “kilit taşı”dır.
Artık kulüplerüstü bir otorite olarak kalamayacaktır Futbol Federasyonu. Rolü açıklanmıştır:
Ya “şamar oğlanı” ya da “varoluşuna aykırı bir müstebit”!..
Demokratik bir tavır Kulüpler Birliği’ninki!..
“Şamar oğlanı veya müstebit; seç birini”.
Seç ve git!
Başkan, Süper Lig kulüplerine boyun eğip gelecek toplantıda hazır bulunursa, MHK Başkanı’nın görevine son verir veya kulağını çekerse, Ceza Kurulu’na, Tahkim Kurulu’na çeki düzen vermeye kalkarsa... Mahmut Özgener’in sıradan bir kulüp sekreterinden farkı kalmayacaktır ve federasyonuyla birlikte “yok” hükmünde olacaktır.
Tam tersini yaparsa...
Esip gürlerse. “Sizin bir derdiniz varsa buyurun Futbol Federasyonu’na” derse, MHK başkanına laf söyletmezse, kurullarını korursa... Yine bitmiştir!
Neden?
Futbolda bir veya birkaç kulübün federasyonla ters düşmesi görülmemiş olay değildir.
Ama bugünkü durum görülmemiştir.
Hepsi birden federasyondan şikayetçidir.
Üslup kötüdür.
Belki “niyet” de kötüdür. Çünkü Federasyon’dan gelecek hiçbir hamle olumlu sonuç yaratamaz.
Düşünün... Sayın Özgener, sayın Yıldırım’a “Merak etmeyin artık sizin takıma hata yapılmayacak” dese, aynı anda sayın Polat ile sayın Demirören üzerine uçmaz mı?..
Bu nasıl “ortak” istektir?
Ya işin sonunu düşünmediler ya da çok düşünüp “büyük planın” bir parçası olarak hareket ettiler.
Herkese hayırlı olsun; artık Futbol Federasyonumuz bitmiştir.
Hemen sevinmeyin.
Özgener Federasyonu’na “operasyon”, sonuç değil başlangıç...
Mahmut Özgener, Futbol Federasyonu yönetimindeki Ankara kökenli üyelerin “Anadolu takımları arkamızda” sözüne güvenip savaşırsa (ki federasyonun yazılı açıklamasına göre öyle gözüküyor), seyredin gümbürtüyü.
Futboldaki gümbürtüye kulaklarını tıkayacak hangi siyasetçi var bu ülkede? El koyarlar Allah’ın izniyle!
Olmadı. Özgener bıraktı İzmir’e döndü diyelim!..
Sonrası ne olacak?..
Başka başkan seçecek kulüpler... Karton başkan.
Peki... Kulüpler Birliği sekreteri kıvamında bir federasyon başkanı, bizimki gibi sinekten yağ çıkarmak için Roma’yı yakmaya hazır kulüplerin kendi aralarındaki problemlere çözüm bulabilir mi?.. Bugün ilk defa aynı fikirdeler kulüpler. Yarın birbirlerine girecekler. Kim racon kesecek?
“Ne raconu” demeyin sakın. Şöyle bir geçmişe bakın. Zamanında resmen savaşan kulüplere şahit olmadınız mı? Bugün sokaktaki rakip formalılara linç girişimleri onların eseri. Hem de uğruna savaşmışlardı?.. Bir santim ilerde durduğunu belli etmek için. Genel kurula güçlü girmek için. Bir mağlubiyeti unutturmak için...
Racon kesilmemesi gereken ülkeler de var tabi. Bizim kulüplerimiz ve idarecileri oradakiler gibi mi?
“Karton Başkan”ın da ömrü uzun olmaz. Ama merak etmeyin; çözüm Avrupa Birliği’ne kalmaz. Hükümetimiz bulur bir çaresini!
Kulüpler Birliği’nin Federasyon’u bitiren ittifakını tetikleyen nedir bilemem. Belki naklen yayın ihalesi, belki yukardan bir “operasyon” sesi. Ama altından kalkamayacağı bir kaosa yürüyor futbol.
Bana “bile bile” gibi geliyor.
Üst üste koyun. Hesaplayın. Bir tek yol kalıyor çözüm olarak:
Hükümet’in tayin edeceği bir federasyon başkanı.
Bu hale getirdiniz ya; hepinize helal olsun.