Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Avrupa ateşi, Süper Lig harareti arasında kaynayıp gitti, ama Futbol Federasyonu’nun “cezalı yöneticileri stada sokmama kararı” yıllardır süren bir komedinin finaliydi.
Müthiş bir finaldi. Ayakta alkışladık.
Artık; şeref tribününe giremeyen başkan, locadan şov yapamayacak ve federasyonun otoritesi ile kafa bulamayacaktı.
Daha da önemlisi... Takımlarına imkanları üzerinde yatırım yaparak “son koz”larını oynayan üç büyüklerin başkanları, işler ters gittiğinde “Federasyon’u seyircilerin önüne atarken” iki kere düşünecekti. Kolay değildi; “Benim stadım” dediğin yere girememek. Karizmayı çizdirmek vardı sonunda.
Hani, “Şampiyon olmak için her şeyi yapacaklar bu sezon” diyorduk ya... Ona frendi işte. “Pabuç bırakmam” mesajı gelmişti Özgener Başkan’dan!.. Muhtemel “kavga”ya karşı üç büyüklerin birer kolunu bağladı başkan.
Keşke bu kadarla kalsaydı.
Ama ne yazık ki, alkışlamak için ayağa kalktığımızda “kulis”i gördük perde arasından ve midemiz bulandı! Mükemmel finalin arkasında berbat bir oyun daha oynanmaktaydı.
Başkan “bir kısım medya”nın vesayeti altındaydı.
Belgesi mi? Anlatayım:
“Cezalı yöneticilerin stada sokulmama” haberini federasyon labirentlerinden söküp çıkaran Ankaraspor şefimiz Cemal Ersen’di. Cemal’in, haberi ele geçirdiğini farkedince “dost” olduğu spor müdürlerine aynı haberi dikte ettiren ise Mahmut Özgener.
Tipik bir “yaranma” ve “tırsma” hadisesi.
Üç büyüklere kafa gösterip bir kısım medyaya boyun eğiyordu federasyon.
İhaleye fesat karıştırmaktan ne farkı var bunun? Ha açıyorsun telefonu “Rakibin şu kadar teklif etti” diye haber veriyorsun “senin” müteahite, ha rakibin şu haberi ele geçirmiş diyorsun gazeteciye.
“Yaz dostum”!
Üç büyüklerin baskılarından kurtulmak isteyen Futbol Federasyonu’nun medyadan medet umması ve kimden örnek aldıysa “yandaş medya” yaratma çabası vardı ortada... Bir federasyon başkanının “ahbap çavuş” ilişkilerini bozmamak için en basit medya kuralını hiçe saymasına şahit oluyorduk.
“Yaptıklarımız, yapacaklarımızı belgesidir” kuralını işletirsek, federasyon için felaketti bu!
Burada iki soru var.
Bir... Federasyon Başkanı haber rekabetine müdahele edip ahbapları için pozitif ayrımcılık yaparsa, zamanı geldiğinde “futbolun içindeki ahbaplarına” da iltimas yapmayacağını kim garanti edebilir?
Ve iki... Milliyet haberi Cemal Ersen farkıyla söke söke almış, kendini kurtarmış. Başkan “iyi ilişkilerini” sürdürmek istediği gazetelere servis etmiş, onlar da kontenjandan nemalanmış... Peki, diğer gazetelerin ne suçu var?..
Diyelim ki, bilmediği meslekte “adalet” sağlamaya çalışıp “iyi niyeti yüzünden” saçmalamış sayın Başkan... O zaman niye herkese vermiyor haberi? Anlaşılıyor ki, maksadı 3-5 kişiyle arayı bozmamak.
Üç büyüklerin başkanlarına pabuç bırakmayan federasyon, pabuçları “bir kısım” medyaya emanet ediyor demek ki.
Bu filmi otuz senedir seyrediyorum ben. Her federasyonun çöküş döneminde vizyona girer ve o çöküşe hiçbir faydası olmadığı gibi, “hatır-gönül çeteleşmeleri” endişesi yaratıp çöküşü hızlandırır.
Sayın Mahmut Özgener, benim çok sevdiğim bir dostumdur ve en çok ben üzüldüm “cezalı yöneticiyi stada sokmamak” gibi tarihi bir doğrunun yanına koyduğu tarihi yanlışa.