“Bol para kulüpleri bozar mı acaba” diye akıl yürütüp endişelenirken sıra kulüplere gelmeden futbol aleminin ayarı bozuldu!
Ah şu “biat kültürü” yok mu...
Paranın kaynağına odaklanan, sahibini altı okka yapan, ceket ilikleyen, eleştirmeyip yücelterek biat ettiğine en büyük zararı veren kültür... Futbolun tek hakimi bu oldu.
Türkiye’nin en popüler vatandaşı Ertan Özerdem şimdi... Digitürk Genel Müdürü. Röportajlar, boy boy fotoğraflar.
İşin güzeli, o da benimsedi yeni rolünü!..
Futbol Federasyonu’nun yerine de konuşuyor, Fenerbahçe’nin yerine de, Galatasaray’ın, Beşiktaş’ın, MHK’nin yerine de.
Futbolun planını, projesini o yapıyor. Medyayı o sokuyor hizaya. Şikeyi, teşviki bir kahraman ortadan kaldıracaksa, mutlaka Digitürk olacaktır!
Parayı veren düdüğü çalar derler, ama sayın Özerdem’inki resital...
Ben bir iyilik yapayım ve uyarayım Digitürk’ü.
Yakında ortaya çıkar bunun nasıl bir “tuzak” olduğu.
Futbolun aktörleri, her türlü operasyonu, manipülasyonu, rötuşu, şu anda reddedilemeyen Digitürk üzerinden yaptırır, sonra sıkılır ve tırmık tırmık ederler yayıncı kuruluşu.
Bizim futbolumuz bir itibar savaşının sportif yansımasıdır sonuçta. Bol parayı bastırsan da yıl sonu bilançosunda itibarı senin aktifine yazdırmazlar.
Gerektiği kadar kullanırlar, tepki çekecek işlerini sana yaptırırlar, paranı da reddetmezler; alırlar. Sonra tu kaka.
Manzara odur ki, üzerine vazife olmayan yüklerin altına itiliyor Digitürk.
Oysa ne satın aldı yayıncı kuruluş?..
Futbol denilen “haber” bütününün yayın hakkını değil mi?
Adı üzerinde ; haber... Ne çıkarsa bahtına. Ne varsa o kadar; şansına...
Hani “yaprak dökümü” dizisi falan değil ki bu; oyuncularda değişiklik isteyesin, senaryo ve sonuca etki edesin. Haberler manzumesi... Muhtemel olacakların yayın hakkı.
Tabi ki, hepimiz istiyoruz yeni stadlar, temiz maçlar, küfürsüz yorumlar. Lakin futbolun kurumları var, kulüpleri var, medyası var. Parayı verip malın iyisini istersin o kadar; fabrikaya girip üretime karışmazsın. Sorumluluk almazsın.
AB dayatması gibi direktifler gelince, bir kısmı uygulanır, iyi de olur. Lakin işin her sıkıntısında, üzüntüsünde olay o dayatmayı yapanın başına patlar.
Sonra futboldaki kurumlar... Hem sevinirler bazı şeyler halledilirse, hem de için için kinlenmektedirler yerine konuşan Digitürk’e.
Ayar kaçtı vesselam. Kaçırtıyorlar.
Düzelirken epey sıkıntı olacak biline.
Şunu da ekleyeyim. Yaşadığımız süreçte her fikrin her öngörünün altında bir buzağı aranmaktadır ki, öyle bir niyetim yoktur. Hiç olmamıştır. Yaşanmışları eleştirmek kadar, olası sıkıntıları düşünmek ve yazmaktır bizim görevimiz. Şuna yarar, bunu üzer diye hesaplayamayız.