Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İsterseniz paranoyak deyin... Ama Zaman Gazetesi’nden verilen “müjde” midemi bulandırdı:
Bana siyasetin futbolu akort etmesi gibi geldi.
“Müjde” ne mi?
“Fenerbahçe’nin Samandıra Tesisleri ile Beşiktaş’ın Ümraniye Nevzat Demir Tesisleri boşaltılacak”!..
“Olamaz” demeyin, olur!..
Orman Bakanlığı o arazileri verirken nasıl kitabına uydurulmuşsa, şimdi “Çıkın” derken yine “teknik” bir yol bulunmuştur.
Tek taş pırlanta gibi orman arazilerine “devletin malı deniz” diye atlarken iyi idi; şimdi “Öde bakalım diyetini” denince mi tuhaf oldu?
Hem orası mühim değil; önemli olan işin nereye gideceği.
Senaryo belli:
Ver araziyi, üzerine on milyonlarca dolarlık yatırım yapılsın... Sonra “boşaltın” kararı!..
Ne oldu; Almanya’dan dönen çocukların mı spor yapacak orada?
Belediyenin kaldırımına diktiği tenekeden kaçak büfesi yıkılanın, dama çıkıp öz evladının boğazına bıçak dayadığı bir memlekette, kim bırakıp gider dev tesisleri.
Hükümet açısından bakarsak... Türkiye’de hangi hükümet Fenerbahçe ile Beşiktaş’ı sokağa atarak halka hizmet edeceğine ve bu hizmetin kendisine oy olarak döneceğine inanır?
Nereden baksanız imkansız.
Bir anlaşma zemini bulunacak tabi!
O zaman, Fenerbahçe’nin,  Beşiktaş’ın düştü mü işi Hükümet’e?..
Dizilip gidecekler Ankara’ya.
Eh, Ankara da spor düşmanı değil elbet; yapacak biraz kıyak.
Karşılığı mı?
Ne karşılığı canım; kimin hakkı kalmış üç büyüklerde... Koskoca kulüpler öder minnet borçlarını.
Nasıl?..Orasını bilmem.
Belki Ali Sami Yen’deki gibi sayın Başbakan’ın protesto edilme ihtimalini ortadan kaldırırlar. Belki tanınması gereken isimleri yönetim vitrinlerine koyarlar. Belki Federasyon’a yeni bir tayin yapmak istiyordur Hükümet; ona yardımcı olurlar.  Fenerbahçe’nin, Beşiktaş’ın gelecek sezondan itibaren yapacağı yönetici, hoca ve futbolcu tercihlerinde bu muhtemel “ödeşmeyi” görebiliriz belki.
Benim bildiğim fena halde köşeye sıkıştırıldıkları.
Dile onlardan ne dilersen.
İsterseniz paranoyak deyin, lakin bu ihtimali göz ardı etmeyin.
Durduk yerde uydurmuyorum; Türkiye’de yarım asrı doldurmuş biri olarak, yaşadıklarım yaşayacaklarımın belgesi.