Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın lige başlama şekli aynı, ama onları yoldan çıkaran sebepler farklı...
Açalım biraz:
Fenerbahçe’de Daum yüzünden ayar kaydı.
Ama ne kayış... Koskoca kulübün ipliğini pazara çıkarıp istediği parayı da alarak giden Alman Hoca, hem arkasında enkaz bıraktı hem de Aykut Kocaman karizmasını iyice hırpaladı.
Ne yapacaktı Fenerbahçe?
“A”dan “Z”ye olmasa da en azından “F”ye kadar değiştirecekti takımı.
İşte tam da bu noktada, Aykut Kocaman prensipleri ters tepti.
“Futbolcu dediğin genç olacak, üstün nitelikli olacak, fiyatı uygun olacak. Uyumlu, iyi halli, ciddi Vs...”
Evde kalmış kıza koca bulmaktan zordu bu arayış sanki...
Mecburen Fenerbahçe’nin transferi patinaj yapmaya başladı ve sonunda durdu. Bırakın “Z”yi, “F”ye bile gelemedi, “B”de kaldı...
“B Planı”nın böylesi, “plansızlık”la eş anlamlı...
* * *
Aykut Hoca biraz delişmen, biraz girişken, ara gazı vermeyi bilen veya beğenmediği adamı ensesinden tutup kapıya koyabilen bir yapıda olsaydı, Fenerbahçe bu kadar kötü durumda olmazdı.
Kızabilir miyiz Kocaman’a?.. Hayır... O böyle, kimseyi kandırmadı ki.
Başarı gelmeden başarılı bir teknik direktörün vakarına ve köşeli prensiplere sahip, adam harcamayı da içine sindiremeyen bir insan.
Kendi harcanacak bu gidişle.

Haberin Devamı

Polat ‘gözyaşı’ vaad etmeliydi
Galatasaray’ı parasızlık yıktı.
Siz bakmayın Adnan Sezgin’e saldırarak kendini ve taraftarı tatmin edenlere; bir takım elbisenin bile fiyatını hesaplayan Adnan Sezgin, Galatasaray’ın içinde yaşadığı koşullara en uygun insandı.
Çünkü müflis aristokrat Galatasaray, son kostümünü giymiş zengin kadar havalıydı ama iliklerinde “yarının” dehşetini hissetmekteydi.
Para yoktu ve stadın üzerini kapatmak bile 20 milyondu. Mecburen ekonomik bir sezon geçirilmeliydi.
Suçlu varsa, “Size gözyaşı vaad ediyorum” diyemeyen, onun yerine “futbolcu satıp futbolcu alarak aradaki farkla açıklara yama yapmayı” deneyen ve bunu hissettirmeyeceğini umut eden Adnan Polat’tı.
Eloğlu aptal mı?.. Senin futbolcunu pahalı alacak, çok daha ucuza daha iyi futbolcu satacak?
Rijkaard’ın agresifliği bu yüzden. Sonuçta kariyerinden başka nesi var ki?
Başkan Polat’a kızamazsınız. Yapılması gereken buydu.
Rijkaard’a kızamazsınız. Yanlış zamanda yanlış yerde bulunuyordu.
Adnan Sezgin’e hiç kızamazsınız. Emirleri yerine getiriyor adam.
Her üçünü de değiştirebilirsiniz. Ama Galatasaray’ın ekonomik koşullarını kolay kolay değiştiremezsiniz.

Haberin Devamı

Schuster’in ‘yabancı sendromu’
Beşiktaş’ın varlık içindeki yokluğu, tamamen Schuster’in yaşadığı “yabancı sendromu”ndan!..
Evet... Yanlış okumadınız. Şu ülkeye gelen her yabancı teknik direktörün yakasına “sara krizi” gibi yapışan ve mutlaka bir iki kere yoklayıp yoldan çıkaran çılgınlığa, Schuster de kapıldı.
Türkiye ile Afrika ülkelerini karıştırıp fantezilerini denemeye kalktı.
Bu duygu her insanın içinde olmalı... Şöyle karışan görüşen yokken, alacaksın kaleciyi santrafora koyacaksın. Dört tane gol atacak, dünyayı hayran bırakacaksın. Sağ bek sol açığa falan...
Yapabilirsin!...
Ama Türkiye’de değil...
Schuster’in kariyerine göre Beşiktaş hayli geridedir. Ancak burada, Beşiktaş’ta, hatta medyada futbolu bilenler, saçmalığı gözünden tanıyanlar vardır. Tribünler bile ortalama bir hocanın çok üzerindedir.
Yabancılar bizdeki nezaket ve aşırı ilgiden, biraz saf olduğumuzu sanıyor; içlerindeki şeytan ortaya çıkıyor.
Umarım Schuster akıllanmıştır. Erken saçmalık ders olur da Beşiktaş’ın tarihi kadrosunu çar çur etmez.
Üç büyükler acilen toparlanmazsa, bu lig kolay kolay bitmez.