Fenerbahçe’nin “nadasa” bıraktığı yöneticiler, öyle “olsa da olur olmasa da cinsinden” değil...
Ayıptır söylemesi, “deve dişi” gibi isimler!
Pekçok kulüpte iki-üç tanesini bile bir araya getirmek ancak hayal edilir.
Ali Koç mesela... Çalışıp çabalaması bir yana, garanti belgesi gibi soyadı var.
Nihat Özdemir... Kulübünün çıkarlarını bu kadar içten, bu kadar inanarak savunan yönetici görülmemiştir.
Cihan Kamer akla ne getirir?.. Kuvvetli bağlantıları ile altınlar.
Serhat Çeçen. Büyük “kayıp” diye düşünülen büyük para sahipleri arasında kendisi.
Murat Özaydınlı sayılı zenginlerden olmasa da kaliteli bir Fenerbahçe fedaisi gibi çalışıp durdu yıllarca.
Doğru... Böylesi güçlü isimlerin yönetim dışı kalması endişe verebilir.
* * *
Lakin, böylesi güçlü isimleri bile “aktif dinlenmeye” almak Fenerbahçe’nin gücünü, sevdalılarının bolluğunu ve çeşitliliğini gösterir.
Bir de...
Görevi devralan -henüz- pek tanınmamış yöneticileri, bu popüler isimlerle kıyaslayıp “Fenerbahçe Yönetimi zayıfladı” demek ayıptır.
Evet ayıp...
En başta yeni yöneticilere, sonra Fenerbahçe’ye!
Ne biçim “kıstas” bu böyle:
“Ünlü olan kuvvetli ve yeteneklidir” diye değerlendirme olur mu?
Arkasından ağıt yakılan yöneticilerin hangisi göreve geldiğinde bugünkü kadar tanınıyordu?
* * *
Gelelim benim “teorime”!..
İçinde en az iki “başkan adayı” olan “eski” Fenerbahçe yöneticileri, aslında Fenerbahçe’nin “zor günler için” korumaya aldığı “Gölge Kabinedir”!..
Neden mi?
Malum, Metris’te tutukluluk, Çağlayan’da davalar sürüyor.
Artık sona yaklaşıldı, karar verilecek.
Başkan Aziz Yıldırım ve kadrosundaki bazı yöneticiler için “muhtemel” bir “mahkumiyet kararında” kimse kolay kolay hapis yatmaz -zira yattıkları üç senelik hükmü bile karşılar- ama düşen yöneticilikler ile bir anda başkansız ve boşlukta kalabilir Fenerbahçe.
* * *
İşte o gün, alın size birkaç takviye ile “hazır” Yönetim...
Olayın dışında, ama kulübün ve bilginin içinde Ali Koç’a, Nihat Özdemir’e, Cihan Kamer’e, Serhat Çeçen’e, Murat Özaydınlı’ya o gün ihtiyaç olabilir.
Hem de dinlenmiş, tazelenmiş ve “muhtemel şoktan” uzak kalmış olarak.
Bence bu bir Aziz Yıldırım projesidir.
Çünkü, Aziz Bey’in “Fenerbahçe’yi fırsatçı ve ehil olmayan” ellere kaptırma korkusu, hapis yatmak veya başkanlık yapamamak korkusundan kat kat fazladır.
“Eski” yöneticilerin “Yönetimde değiliz, ama işimizin başında ve Fenerbahçe’ye bir telefon uzaklıktayız” mesajları ipucu değil mi?
Michel Platini, Aydınlar’ı akladı
Bu arada, karambola gitmesin tarihe not düşelim!..
UEFA Başkanı Platini’nin son röportajı, eski Federasyon Başkanı Mehmet Ali Aydınlar üzerindeki “en ağır” suçlamayı düşürmüştür.
Fenerbahçe diyordu ki, “Avrupa’ya gitme hakkımızı elimizden alan özbeöz Fenerbahçeli Mehmet Ali Aydınlar’dır”!..
Platini geçenlerde dedi ki:
“Fenerbahçe’yi geçen sene Avrupa’dan men eden UEFA Disiplin Komitesi’dir”.
Evet... “Yukarıda Allah vardır” ve Mehmet Ali Aydınlar’a yöneltilen “Fenerbahçe ile Mehmet Ali Aydınlar arasına müthiş mesafeler koyan” bir suçlama daha yanlış çıkmıştır.