Soru yanlış; “Fenerbahçe, Bucaspor’a nasıl yenilir”? Bu soru, “Bucaspor, Fenerbahçe’yi nasıl yener” anlamına da gelir ki, soranların feci şekilde ilgisiz ve bilgisiz olduğunun ifadesidir.
Hayır... Tek neden topun yuvarlak olması değil!..
Çünkü Bucaspor, sisteminden tercihlerine herşeyi alt üst edip sonra başka takıma transfer olan Bülent Uygun’un bıraktığı gibi değil artık.
“Yaradılış” ve Süper Lig’e “ulaşma” sebebi olan mükemmel alt yapısı ile o altyapıdan yetişen genç yetenekleri devreye sokan Samet Aybaba’nın elinde.
“Üç Büyüklerin kötü bir taklidi” olmak yerine özüne dönüyor, özüne...
Özellikle 20 milyondan ucuzuna “yabancı” demeyen “hacıağaların” dikkatine.
* * *
Yabancı düşmanlığı etmiyoruz, işin ekonomisinden, veriminden ve kendi insanına şans tanımaktan bahsediyoruz.
“Yapan” ve başaran, “bozup” dibe vuran, “tekrar yapmaya karar verince” en pahalı takımı deviren Bucaspor’u örnek gösteriyoruz.
Belgeli yani...
İşte Kamil ve Civar... Bebekliği Bucaspor’da geçen çocuklar...
Sonra, Aybaba’nın Fenerbahçe karşısında oyuna aldığı ve cümle aleme “özgüven” dersi verdiği Salih... Nice büyük takımların alt yapısında körelenlerin yaşıtlarından.
“Yıldızlarının” ev kirasından az kazanan Salih’li Bucaspor, dağıtıyor işte Fenerbahçe’yi.
Neden?..
* * *
Birinci derecede “sorumlu” Samet Aybaba söylesin isterseniz:
“Aykut’u asla eleştirmiyorum. Çabalıyor, ama henüz yapamadı. Fenerbahçe şimdilik birlikte hareket etme yeteneğine sahip olamadı. Bizim taktiğimiz basitti. Koşu yapan rakiplerin boşalttığı alanları kullanmak ve onların yapamadığı kadar yardımlaşmak”.
Evet... Aslında beş haftadır iyi oynuyordu Bucaspor. Ama gol atamıyordu. Fenerbahçe’ye bol bol attıysa sebebi boş alanlardır.
Nasıl “boş” kalır o alanlar?.. Dolsun diye servet verilmedi mi?
Demek ki, sadece para ile dolmuyor. Hatta iyi futbolcu ile bile dolmuyor. Hem iyi, hem iyi niyetli, hem de özverili olacak adamlar. Ayrıca iyi yönetilecek.
Yapan kazanıyor... Pasaport önemli değil.
Bundan sonra ne mi olur?
Fenerbahçe “bilinmiyor”, ama Bucaspor iddialı... Samet Aybaba, “İkinci devrenin puanlamasında liderliğe oynarız” diyor.
Haydi hayırlısı.
Sporun “Kıbrıs Rüsva Kesimi”
Kıbrıs’ın Apoel faşoları “cezalarını” bulmuş...
Üç maç seyircisiz ve para, Karşıyakalılar’ın fiziksel yaralarına değilse bile rencide olan ruhlarımıza merhem olacak.
Evet... Berbat bir olaydı. Spor denilen hadisenin hasta beyinlerde ne hale geldiğini gösteren berbat bir olay.
Ama her “kıssa”dan bir “hisse” var:
Umarım ülkemizdeki spor müsabakalarında olay çıkarmayı meslek edinmiş hastalar, Türkiye’nin sahalardaki/salonlardaki rezilliklere ve çıkaranlara ne gözle baktığını anladılar.
Apoel taraftarı, Kıbrıs Rum Kesimi vatandaşlarından farkı yok kendilerinin!
Nefret ediyoruz onlardan.
Eğip bükmesinler sakın.
Apoel seyircisinden tiksinme sebebimiz, Kıbrıs Rum kesimi olduğu için değil, sporun rüsva kesimi olduğu için.