Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Zeytin Dalı Harekatı” ile kahraman Mehmetçik sel olup teröristin üzerine akarken eş zamanlı Fenerbahçe-Göztepe maçına insanın iştahı azalıyor ama hayat böyle bir şey işte... Bir ülke ne kadar büyükse, gündelik işlerle beka sorunları o kadar koşut yürüyor.
Biz kahramanlarımızın gazası mübarek olsun diyelim ve zaferlerin şehitsiz kazanıldığı futbol sahalarına dönelim.
Ya da Fenerbahçe’nin zor güç kazandığı “zafere”!

İlk yarının flaş takımı Göztepe karşısında Fenerbahçe’nin “kazanmaktan başka çaresi olmadığı” maça başlangıcı tek kelimeyle fantastikti...
Hem tempo hem kurgu hem de arzu olarak fantastik...
Bir kere sezon başının tartışmalı, sakat hatta gitmesi olası futbolcuları İsmail, Mehmet Topal, Aatıf sahada, sezon başının yıldızları Valbuena, Soldado kenardaydı.
Belki bu sebepten belki de devre arasında depolanan enerjiden Fenerbahçe müthiş hızlı başladı. Pas oyununu süratle birleştirdi.
Hemen her hücumda ön tarafı dörtledi. Orta sahadan yardım aldı. Bekler oyuna katıldı.
Yirmi dakika rakibin oynamasına bile izin vermedi ev sahibi.
Ve semerisini gördü... Fenerbahçe’nin ilk pozisyonu 15. saniyede, golü 15. dakikada korner atışında Fernandao’nun kafasındandı.
Fernandao uzun bir sakatlık devresinden sonra adeta futbola acıkmış gibi oynuyor, Giuliano oyun zekasıyla, Aatıf gayretiyle dikkat çekiyordu. Orta sahada Topal ve Josef hücuma katkı yaptığında ortaya alışılmadık bir şekilde rakip kalede çok kalabalık Fenerbahçe çıkıyordu.
Üç net gol pozisyonu bulduğu 20 dakikadan sonra Fenerbahçe gözle görülür şekilde eski haline doğru geriledi, oyunu geride kabul etmeye başladı. İkili mücadeleler kaybedilmeye, pas hataları yapılmaya başlandı. Yan paslar, geri paslar hortladı.
Sebeplerden biri galip durumdaki Fenerbahçe’nin skoru koruma isteği olsa da ikinci ve asıl neden oyunu daraltan özellikten soldan çok iyi top taşıyan Göztepe’ydi.
Soyunma odasına endişeyle gitmiş olmalı Fenerbahçe... Çünkü çok iyi başlayıp bozulan futboluyla makine gibi çalışan Göztepe karşısında galibiyeti koruması zor olacaktı.
Yine de aynı kadro ile devam dedi Fenerbahçe teknik direktörü... Ve korktuğu 59. dakikada başına geldi Fenerbahçe’nin... Hem de eski ve çok vahim arıza bireysel hata “gurupsal hataya” evrilip Fenerbahçe savunması birbirine girerek... Poko fırsatı değerlendirip beraberlik golünü attığında Aykut Kocaman’a bir tek şey kalmıştı; hamle yapmak.
O da iki hamle birden yaptı... Isla ve Aatıf’ı alıp, Soldado ile Valbuena’yı sahaya sürdü. Kocaman’ın planı her ne ise birkaç dakika sonra sakatlanıp yerini Alper’e terk etmek zorunda kalan Giuliano ile bu plan da değişti muhtemelen.
Mutlaka kazanması gereken ikinci devrenin ilk maçında artık sahada topu taşıyanların çoğaldığı atacak olanların pek de hazır olmadığı bir Fenerbahçe vardı. Üstüne de “telaş”...
74’de Valbuena’nın serbest vuruşuna dokunamayan Fenerbahçeliler, 78’de Soldado’nun vuramadığı kafa, 83’de Roman’ın kale dibinden ağları bulamadığı, 88’de Josef’in tribünlere gönderdiği şutlar var mesela.
Deneyen yapar derler... Ve karşılaşma tuğla duvar gibi kapanmış Göztepe karşısında Soldado’nun 93’de attığı golle zafere döndü.
Ya bundan sonra?.. Orası meçhul...
Gelecek haftalarda Trabzonspor, Başakşehir ve Beşiktaş ile deplasmanda olmak üzere altı var oluş mücadelesi verecek Fenerbahçe yolun ikinci yarısına iyi başladı ama henüz ideal haline gelememiş ne yazık ki.