Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Maşallah!.. Futbolumuz kavga, küfür, tehdit gibi “ilkellikleri” aştı; “uluslararası şike” ile küreselleşirken, “seks skandallarıyla” bireysel gelişim ve keyif açılarından zirve yaptı.
Özlenen “ekol” bu olsa gerek!
Şaka bir yana hemen söyleyeyim; Fenerbahçeli futbolcuların otelde “kelepçeli” alem yapması “rezillik” değil “skandal”dır.
Özellikle gençliğinde her haltı yemiş yorumcular lütfen dikkat; bizde “ahlak polisi” müessesesi henüz kurulmadı.
Herkesin fantezisi kendine... Lakin bu işi yapan şöhretliyse ve iş hayatında lazım olan performansını böyle tüketiyorsa, yani kulübüne çok yüksek paralara kiraladığı enerjisini masada veya yatakta “kupa kızlarına” para vererek harcıyorsa, olay skandaldır.
Bahis şikesi ise “suç”... Yani rezalet ötesi bir kavram.
Neyse...
Ufak ufak ipliğimiz pazara çıkıyor.
Daha doğrusu, her zaman olan şeyler, gelişen teknoloji ve abartılı iletişim sayesinde gizli kalmıyor artık. Siz görmezden gelseniz, Almanya yakalayıp burnunuza dayıyor (bakınız; Deniz Feneri).
İki şık var şimdi... Birincisi ve en kolayı Kazım’ın otelde unuttuğu kelepçesini bileklerine takacaksınız ve bu işi kapatacaksınız. Çünkü şikede de o var, skandalda da... Üstelik yarı yabancı. Atarız kurtuluruz. Bizden birileri de karışmışsa bu işlere, Milli Takım’a alır göğsüne ay-yıldız takarız; olur biter!
İkinci şıkka yürek ister...
Bakınız, hem geçmişteki üçkağıtların izini kovalayacaksınız, hem geleceği sağlama almak için hukuki düzenlemeler yapacaksınız, hem temiz futbol adamları nesli yaratacaksınız...
Hem de... En önemlisi, yaşanacaklardan bugünün etkilenmemesini sağlayacaksınız.
Araştırmalar, soruşturmalar, belki tutuklamalar, yaşadığımız sezonun şampiyonluğunda “tayin edici” unsurlardan biri olmayacak. Hiçbir “rekabet” bu temizliği menfaatine kullanamayacak. Kimse “takımdaşının” mahkemesinde “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye bağırmayacak. Kimse sanıkların kulüp kimliği yüzünden kulüpleri suçlamayacak.
Kulüp sevgisi falan hikaye... Salt adalet...
Var mı böyle bir konsensüs?
Daha “hakem kararlarının” taraflı olduğundan, futbolun tepesindeki Federasyon’un “ligi maniple” ettiğinden şüphelenen, bir penaltı veya ofsayt yüzünden “düşük yoğunluklu iç harp” tetiklemekten çekinmeyen yöneticilerle mümkün mü?
Başının üstünde sallanan “Kulüpler Birliği Kılıcıyla” sezonu bitirmeye dua ederken, Milli Takım’a hoca tayin etmekten bile çekinen Federasyonla yapılabilir mi?
Stada “ölmeye” giden seyirci, idolünün eski defterlerinin didik didik edilmesini hazmeder mi?
Şikenin cezası bile olmayan elimizdeki kanun ve yönetmelikler yeterli mi?
En önemlisi:
Kimler karışmış bu işe? Hangi orantıda?.. Çoğunluk mu yoksa?.. Acaba futbolun yan yollarına sapan insan sayısı “futbol dürüstlerini” geçer mi?
Herkes hafızasını yoklasın! Bırakın şikeyi falan, “Ben teşvik primi bile almadım, vermedim, hatta şahit olmadım” diyecek kaç insan var acaba futbolda?
Sözde değil, özde!
Eski ve faal kaç futbolcunun hatıraları tertemiz? Kaç yönetici “kulübün menfaati için” veya “rakipler de yaptığı için” gıllıgışlı işlere tevessül etmemiştir? Kaç yorumcu bilerek yalan söylememiş, yazmamıştır tuttuğu takım için?
Az mı?
Eğer öyleyse; çekin kuyruğunu gitsin.
Hani biz sık sık “tarih yazarız” ya... Bugünlerde yazılıyor işte...
Becerebilirsek ne mutlu bize. Ama “sistem” çökmesin diye, “arıza çıkmasın” diye, “aman bulaşmayalım” diye, kedi pisliğini örter gibi davranırsak, işte onun adı “rezalet” olur. Skandal veya suç değil ama tam bir rezalet.