Futbolun "ne olduğunu" herkes bilir! Lakin, daha da önemlisi "ne olmadığını" keşfetmektir...
Keşfetmek, öğrenmek, anlamak ve dilini/ayağını ona göre uzatmak...
Çünkü futbol denilen değere tüm insanlık ortak.
* * *
Bir kere, yorumcular şöhrete kavuşsun para kazansın diye icat edilmemiştir futbol.
Yediği kaba tüküren ve kişisel şovuyla sahadaki aksiyonun önüne geçmeye uğraşan reyting bağımlılarının, canı çektikçe uğrayacağı ve eski/kirli çamaşırlarını bırakıp karşılığında servet alacağı günübirlik pansiyon olamaz...
Olmamalıdır.
Futbol, servetini tamamladıktan sonra biraz da "manevi servet" yapmak için parayla şöhreti değiş tokuş etmeye niyetli yönetici tipinin pahalı oyuncağı hiç değildir.
Ne kişisel hırsların, tahakküm hissinin, agresif yapının genleşmesini sağlayan alçak basınçtır futbol, ne de "otoriteye" boyun eğip gündemde kalmayı içine sindirenlerin yarattığı kılcal damarları çatlatacak yüksek basınç.
Sözüne ve özüne ayar veremeyen yönetici kendisiyle birlikte futbolu da yok etmeye niyetlidir.
Ve sadece bu sebepten futbola teğet bile geçmemelidir.
Futbol sahadaki tüm gençleri kucaklayan, onlara bakan, onları besleyen dev ve sevecen bir anadır ama nankör, gaddar ve aç gözlü olanların değil.
Sadece topa iyi vurarak şöhret olunmaz... En az santra çizgisi kadar düzgün bir karakter de gerekir.
Ve... En önemlisi, futbol bir "eziyet" değildir.
Kavga, küfür, ayrışma, düşmanlık komplo dolu dünyamızda insanca rekabetin/hakça başarının son sınav yerlerinden biridir belki de.
Her ne kadar kendi kendine oluşmuş ve gelişmiş bir doğa harikası olsa da artık bir insanlık değeri haline gelmiştir. Bir orman gibi, bir göl gibi, deniz gibi korumaya ihtiyaç vardır. Onunla eğlenmek başka, onunla alay etmek başka...
Onu kirletmeyi ise yasalar yetmiyorsa toplumsal yaptırımlarla engellemek gerekir.
Titiz bir seçici olmak zorundayız hepimiz. Zarar veren "bizden" de olsa silmeliyiz.
Futbolu yeniden keşfetmeliyiz...
Anlamalıyız...
Dilimizi/ayağımızı ona göre uzatmalıyız.
* * *
Hiç düşündünüz mü "neden bu kadar seviyoruz" ve "severken yoruyoruz" futbolu?
Belki de ilk ve son yuvamız, hem çileli hem sevimli, vazgeçilmez ve yaşanmaz dünyamız ile ortak yönleri yüzünden...
Dünya ve top...
Yörüngede ve çevrelerinde dönüp duruyorlar, her sene aynı yerden başlayarak kendilerini ve bizi yeniliyorlar.
Bugün yine...
Ve biz ikisini de hiç tüketemeyeceğimizi sanıyoruz.
Aldanıyoruz.
Daha güzel bir Dünya, daha huzurlu bir Türkiye ve daha aklı başında aktörleriyle zinde bir futbol dileğiyle.