Söz uçar, yazı kalır. Ama uçmadan uçmaya fark vardır! Bazı sözler kelebek kanatlıdır. Uçarken rüzgârıyla belli belirsiz okşar insanın ruhunu. Duyanın ufkunu açması bir yana, kanatlanıp uçtuğunda geride hoş bir seda bırakır.
Söyleyene de dinleyene de selam olsun onları.
Bazı sözler ise “tiner” uçuculuğundadır.
İşe yaradığı yerler vardır, ama geliri adaletsiz, vatandaşı işsiz, kültür emperyalizminin alıp başını gittiği bizim gibi ülkelerde gençlerin burnuna, kulağına zehir olup akar. Kafayı bulandırır. Nihai tüketici tarafından referans alınarak ayıbı, utanmayı perdelemekte kullanılır.
İfade özgürlüğü bir yana, katran karası sözlerdir bunlar...
Sahiplerine de dinleyenlere de inananlara da tekrarlayanlara da yazıklar olsun. Hele üç kuruş için gençlere pazarlayan o vicdansız futbol nalburlarına...
Söz uçup yazı kaldığı için “Köyün Delisi” Bilgin’in televizyon ekranından dile getirdiği şahin kanatlı sözlerini aynen yazacağım, Yazacağım ki, arşive girsin:
“Süper Lig’de tezgah olduğunu öne süren Trabzonspor, Galatasaray, Beşiktaş ve Sivasspor başkanları hem Federasyon’dan, hem hakemlerden hem de kamuoyundan özür dilemeli”!..
Bitmedi. Lafa bir kere girdi mi kolay kolay susturamazsınız zaten Bilgin’i:
“Sezon boyunca komplodan bahseden medyanın kanaat önderleri, şimdi çıkmış ligin marka değerinden bahsediyor. Herkes de kuzu kuzu dinliyor. Vatandaşın yaptırımı yok. Kanun-ceza da yok. Onların hakkından sponsorlar gelmeli”!..
Nasıl?
“Sponsorlar, herkesin birbirine yattığı, hakemlerin ayak oyunları yaptığı ligde ben olmam desinler, belgesiz, bilgisiz, sadece dikkat çekmek için söyledikleri komploları tekrarlayabilecekler mi bakalım”.
Bilgin Gökberk’e “Köyün Delisi” diyenler utansın.
Futbol yorumcularının “halkın balık hafızasına emanet ettikleri” skandallarını ve çözümünü, ancak sanat okuyup, turizm işi yapıp, basketbol oynamış bir dünya vatandaşı bu kadar net dile getirebilirdi.
Bağımsız ve bağlantısız biri.
Tezgah teorisyeni kulüplerin, komplocu yorumcuların, hiçbir “öngörüleri” gerçeğin yanından bile geçmeyince bugün dostluk, kardeşlik ve marka değeri söylemlerine bakmayın siz... Onlar futbolun mart kedileri!
Olan oldu. Tiner gibi uçucu ve zehirli sözleri bir sürü genç beyni süngere çevirdi zaten.
Sahaya binlerce kişi giren ve Van’daki maçın yüz katı vahim hadiseler yaşanan Kasımpaşa-Karşıyaka maçındaki rezilliğin tuzu da aşçısı da nalburu da onlardır.
A’dan Z’ye... Tüm yetkilileri Fatih Terim’in parmağından ameliyat olduğu hastane önünde boy gösteren Federasyon, medya ve spor eliti Bank Asya maçında neredeydi? Ankara’ya 1,5 saat uzakta jandarma bölgesine kim verdi maçı? İçkili değil, fitil gibi sarhoş taraftarları kim buyur etti tribüne? Olay görüntüleri sansürlenirse iş biter mi?
Hangi marka değerinden bahsediyorsunuz siz?.. Hangi sponsorluk politikasından?
Futbolu sadece “çamur atma” ve “atılan çamurdan kurtulma” uğraşı haline getirenler mi yüceltecek bu değerleri?
Sözlerin zehirlisine bağımlı hale gelmiş ve içselleştirmiş “futbolsever” mi?
Futbol, futbol olmaktan çıkıp öyle bir yola girmiş ki, ancak sanat okumuş, turizm işi yapmış, basketbol oynamış bir dünya vatandaşı acı gerçekleri yüzümüze vurabiliyor.
Teşekkürler Bilgin Gökberk.