Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Galatasaray “tüzükte tadilat” için bir kongre yaptı. “Kongrede ve üyelerde tadilat” ihtiyacı ortaya çıktı!
Hatta kulüpte!
O kadar “alışılmadıktı” Galatasaray üyelerinin davranışı. O kadar “sıra dışı”...
Medya, Olağanüstü Tüzük Tadil Genel Kurulu’nu “görülmemiş rezillik” diye gördü.
Zaten yarıda kaldı kongre.
Neden? Nasıl anlatıyorlar sebebini?
“Bazı üyeler yeter sayısı oluşana kadar kapıda beklediler, geciktirdiler, basın dışarı çıkarıldı, tüzük taslağında değişiklik yapıldığı ortaya çıktı, tekrar sayım ve katılım yetersizliği nedeniyle Eylül’e erteleme”.
“Bağırış çağırış”.
Biraz daha damardan girenler, kimin kimlerle hesaplaşma yaşadığından bahsettiler.
O hale geldi ki, kapıdan hızla çıkmak bile mana ifade eder oldu.
Ben sokaktaki Galatasaraylı olsam nasıl bir mesaj alırdım?
“Bitmiş bu kulüp”!..
Hani medyada Galatasaray düşmanlığından bahsedenler var ya... Onlar sanıyorlar ki, Galatasaray’ın verilmeyen penaltısını görmezden gelmek, sarı kırmızılı camiaya yapılacak en büyük düşmanlıktır. Mesela Arda’yı eleştirmenin altında Galatasaray düşmanlığı yatmaktadır. Rijkaard gitsin diyen de Galatasaray düşmanıdır, kalsın diyen de!.. Polat’ı beğenen de beğenmeyen de.
“Düşmanlar” Galatasaray haberlerine az yer ayırıyormuş!..
Olmaz olsun böyle haber birader.
Galatasaray düşmanı arıyorsanız eğer, şu Olağanüstü Tüzük Tadil Genel Kurulu’nu, bireylerin isimlerine, söylemlerine, jestlerine hatta mimiklerine kadar indirip, “master plan” yerine salonun tozu toprağını haber yapanlar ile üzerine ahkam kesenlerdir onlar.
Farkındadırlar veya değildirler.
Lakin günden güne kopan Galatasaray kulübü ile taraftarı arasındaki bağa bir bıçak daha atmışlardır.
Lig bittiğinden beri Galatasaray ile ilgili dişe dokunur tek konu bu kongreydi.
Kime ne, kendi aralarında saflaşan üyelerin galebe çalmak için söylediklerinden, yaptıklarından, horozlanmalarından?
Eski açıktaki biletli bir seyirci, Tadil Kongresi’ndeki tartışmalardan ve dedikodulardan ne sonuç çıkaracak mesela?
“Galatasaray kaynıyor” değil mi?
Doğru mu peki?
Hayır.
Kitlelerin demokratik yollarla yönetici ve yönetim sistemi belirlediği organizasyonlarda tartışmadan daha doğal ne olabilir ki?
Sert ve çok eleştiri, “görülmemiş rezillik” mi, yoksa sistemin sağlıklı işlediğinin işareti mi?
Tabi, demokrasiye ve ifade hürriyetine saygınız varsa.
Sağlıklı işleyen sistemin göstergesi tüm salonun bir elini yumruk yaparak bir ağızdan aynı şeyi haykırıp, yapılanları kutsaması değil ki... Onu Hitler’e layık gördüler, bedelini Dünya ödedi.
Ben kongreyi takip eden bir gazeteci olsam; bunlara “Rezalet” değil “Galatasaray’da demokrasi sancıları” derdim.
Sayın Hayri Kozak’a Allah sağlık versin, muhalefetini sertleştirsin. Sayın Mükerrem Taşçıoğlu’nun ömrü uzasın, her kongrede muhaliflere çatsın.
Siz Galatasaraylıysanız sonuca bakın.
Yemek pişen mutfağa girip, dağınıklıktan şikayet etmeyin yemeği tatmadan.