Galatasaray Basketbol takımı, ULEB Kupası’nda yarı finale kaldı. Bugün Badalona, bir adım sonra şampiyonluk.
Galatasaray Futbol Takımı, Süper Lig’in şampiyon adayları arasında. Beş maçını da kazanırsa kupa onda.
Tüm ezberimizi bozacak bu Galatasaray sonunda.
Biz, sahada/salonda kazanılacak zaferleri “para-yönetici-hoca” üçgeninin kusursuzluğunda ararken, bir kenarı eksik, öteki güdük, iç ve dış açıları belirsiz Galatasaray üçgeni nice “dört köşe”lere kafa tutuyor.
Hani yıllar önce Galatasaray’a yapışıp bir daha da yakasını bırakmayan ve her türlü tasarrufunda “nedenler” arasına konan “tarikat” meselesi var ya...
Gel de inanma!
Derler ya; “Şeyh uçmaz, mürit uçurur” diye...
Cim-bom şahlanacaksa iman kuvvetiyle.
* * *
Fenerbahçe’nin Chelsea’ye İngiltere’de yenilmesi hakkında tam da “Söylenmemiş laf kalmadı” derken, Yavruvatan KKTC’den bir “hayırsız evlat” çıktı ve çıktığı kabuğu beğenmeyen evlatlara özgü bir manşet attı:
“Hakemsiz bu kadar”!
“Avanta penaltı yoksa yenilir tabi” demek istiyor.
Ne diyelim; ifade özgürlüğü var.
Lakin “Sözcü” Gazetesi KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Turgay Avcı’nın partisi Özgürlük ve Reform’un yayın organı olunca, mesele siyasi boyuta taşındı.
Bakan Avcı, manşeti atanları kapının önüne koyduktan sonra ekonomi ve çevre bakanlarını da yanına alarak Lefkoşa Fenerium’a çiçekli bir ziyaret yaptı.
“Fenerbahçe, parti olsa iktidara gelir” lafı sadece boşboğazlık değilmiş...
Kostümlü prova KKTC’de yapıldı.
İktidardaki partinin “biat” etmesiyle sonuçlandı.
* * *
Hürriyet Gazetesi’nin spor eki marifetiyle uğradığı kazayı biliyorsunuz:
Bir “gazeteci” arkadaşımız sayfayı süslemek için Google’dan Avrupa haritası indirip yapıştırıyor; Türkiye’nin Güneydoğu’su yok!
Barzani’nin yatak odasında, Amerikalı Nato subayının dosyasında olmasına bile tahammül edemediğimiz “o” harita.
Hürriyet gibi vatanseverliği ortada bir devi, bir arkadaşımızın basiretsizliği yüzünden yaralamaya çalışmak değil maksadım.
Hatta “kes-yapıştır”cı meslektaşıma bile kızmadım. Kızamadım.
Kimdir, kaç yaşındadır bilmem ama büyük bir olasılıkla hayatın anlamını hamburger-bluejean gerçeğinde aramaya şartlandırılmış kuşaktandır.
Beş vakit namazda değilse, beş vakit zamparalıktadır.
Geyikli kontör kampanyalarının prosedürü, Annan Planı’ndan daha belirleyici olmalı hayatında. Farkında bile değildir Misak-i Milli sınırlarının ki, dikkatini çeksin kopyaladığı haritanın vahameti.
Asil bir özeleştiri yaparak “Bize hiç yakışmadı” diyen Hürriyet üzülmesin. Sonuç olarak bu ülkenin müesseseleri bu ülkenin insanlarıyla çalışıyor. “Milli lakaytlar” çoğaldıkça hatalar kaçınılmaz oluyor.
Biz yine iyiyiz!
Sporda ve spor medyasında yavaş yavaş bayrağı teslim ettiğimiz, kalemlerimizi/köşelerimizi verdiğimiz “apolitik küresel Web gençliği” yaşamın diğer alanlarına göre çok daha ölçülü gitmektedir.
Bunda sporun bünyesindeki disiplin rol oynuyor her halde. Belki de dinazorlaşan bizler.
Bizden sonra tufan!