Galatasaray bir gün mutlaka rayına girecektir!..
Ama yarın değil...
Tarih, “Adnan Polat’tan sonraki başkan dönemi” hiç değil.
Kim olursa olsun; yapamaz.
Yaparsa, eşyanın tabiatına uygun olmaz!
İsimlerden, kifayetlerinden ve niyetlerinden bahsetmiyorum. Burada söz konusu olan “Galatasaray’ın sportif hezimetinin intikamını en hoyrat şekilde yönetimden alması” ve bunun tüm Galatasaray geleneklerine aykırı olmasıdır.
Sadece Galatasaray mı?.. Bütün sportif geleneklere.
Yazılı olmayan “anayasa” delinmiştir bir kere, yüz milyon dolar bile kapatamaz.
Çünkü mesele futbolun aleti ayakta değil Adem”in elması gırtlakta düğümlenmiştir.
Başkanların “kutsallığı” sorgulanmış, bir başkan gırtlağı sıkılarak “hal’edilmiştir”.
Ne uğruna?..
Takım iki gol fazla yedi diye mi?
Teknik direktör teknolojik hata çıktı diye mi?
Başkan yeni stadın açılışında iktidarla seyirci arasında kaldı diye mi?
Sebep “büyükler” mi?
Din mi, mezhep mi, siyaset mi?
Belki hepsi.
Sonuçta kan çıkmıştır hanedanda. Siyaset girmiştir. Huzur kaçmıştır.
Suların durulması, yeni kurallar konulması zaman alacaktır.
Arkadan hançerleme, ters dalma, tepeden inme... Hepsi olmuştur çünkü.
Genel Kurul miting alanına dönmüştür.
Ayıp edilmiştir.
Mağdurların hak arama hakkı bile engellenmiştir. Adnan Polat mahkemeye gitse, bir daha Galatasaray kulübü önünden bile geçemeyeceğini pekala bilmektedir.
Ne bu?.. Demokratik dikta değil mi?
Şimdi... “Oldu da bitti maşallah” mı?
İnfaz edilen başkanın söyledikleri ortada; “Ruhum affetmez onları” diyor. Yüzlerce kişilik bindirilmiş kıtalardan bahsediyor.
Kimin, neden, nasıl?
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır Galatasaray’da.
Ne bir transfer mevsiminde ne bir iktidar döneminde düzelecek işler bunlar. Bugün iktidara talip olanlar, ya farkında değiller ya da Galatasaray için kendilerini feda etmeye hazırlar.
Eğer “Fırsat bu fırsat” diyenler varsa, umarım onlar seçilirler; hiç olmazsa “Ne haber” derken bir yandan da üzülmeyiz.
Evet...
Galatasaray bir gün düzelecek.
Ama ne yarın ne de yarından yakın.
Uruguaylı ol yeter
- “Türkiye’de futbola büyük yatırım yapılıyor, ama yurtdışından izlenmiyor. Bu yüzden burada oynayanlar tanınma sorunu yaşıyor”,
- ”Futbolcu ve teknik direktörlerin devamlılığı yok. Yarınlarını göremeyen çalıştırıcılar, sonuçlara bağımlı yaşamak zorundalar”.
- ”Futbolda geleceği gören az sayıda kişi var. Altyapıya önem vermiyorlar. 22-23 yaşına gelen futbolcular baskı görünce şaşırıyorlar”.
Kim söylemiş bunları?..
Bir yabancı...
Film gibi... Fenerbahçeli Lugano Uruguay’daki gazeteye.
Ne üzerine vazife, ama düşünmüş, taşınmış gözlemlemiş ve Uruguay kamuoyuna bildirmiş.
Var mı itirazı olan?
Sen niye söylemiyorsun o zaman?
Niye çare üretmiyorsun, dikkat çekmiyorsun, sadece kendine oynuyorsun?
Doğru dürüst futbolcu değilsin, yöneticiliği bilmezsin, yorumculuğu eski takımını gagalamak sanırsın, gazeteciliğin “g”sinden anlamazsın.
Bari Uruguaylı ol be adam!