Bırakın “biz”i, “bizim futbolumuzu”, doğaya aykırıydı Kulüpler Birliği’nin “Federasyon’a balans ayarı”... Doğal olarak yıkıldı gitti.
Lakin, futbolun doğasını biraz daha kirleterek.
Nasıl mı?..
Kulüpler bir “birlik” kurmuşlarsa, bazı konularda “müttefik” olabilirler. Mesela “akçalı” işler. Arsa, vergi falan... Kol kola Ankara’ya gidebilirler. Naklen yayın gelirleri; o da tamam... Ama hakemlerden MHK’den, Federasyon’dan şikayete gelince, asla “aynı fikirde” olamazlar.
Çünkü, sahada “mağdur” varsa bundan “nemalanan” da vardır.
Hakemin çalmadığı ofsayt, gidip bir kaleye gol oluyorsa diğer takımın tabelasına da yazılmaktadır.
Siz hiç maç sırasında penaltı kazanıp da itiraz eden bir futbolcu gördünüz mü “Hocam kendim düştüm” diye? Bir teknik direktör var mı, “maçı rakibimiz kazanmalıydı, hakem bizi kayırdı” diyen?
Ya yönetici?.. “Hakem rakibimizin hakkını yedi” cümlesi kurabilen?
O zaman, ne ittifakıydı bu, Federasyon’dan, MHK’den, hakemlerden memnun değiliz ortaklığı ile açıklanan?
Hadi bir kısmı taraf olmasın... Beş kulüp memnun değilse, beş kulüp yatıp kalkıp hakemlere dua ediyordur değil mi?
Marka değeri, adalet, fair play, geçin onları...
Bizde bu kültür yok bir kere.
Yöneticide olsa, taraftarda yok. Yıllarca beyni yıkanmış insanların.
Futbol rekabetse... Hele “biz”de... Daima şikayet edenler ile memnun olanlar ve sesini çıkarmayanlar olacağını kabul edeceksiniz.
Kulüpler Birliği açıklamasında olduğu gibi, hepsi birden şikayet ediyorsa şaşıracaksınız!
Benim gibi bekleyeceksiniz bu tuhaflığın(!) çatlamasını.
Çok beklemedim, çabuk bitti.
“Doğa”nın emri.
Fakat, yeni bir durum var şimdi:
Galatasaray ve Trabzonspor Kulüpler Birliği’nin tersine açıklama yapınca ortaya çıkan sorunlar...
Soracaklar; “Trabzonspor ve Galatasaray işbirlikçi mi”?
Hakemler maç kuruyorsa, kulüpler isyan ediyorsa, Trabzonspor ile Galatasaray niye geri adım attı? Onlar “yararlanan” taraf mı? Kasıtlı Federasyon ile işbirlikçi mi onlar? Fenerbahçe’yi böyle mi vurmaya çalışıyorlar?
Hayır...
Sadece mantık galip geldi.
Bakınız, bir Federasyon’un MHK’sine, MHK’nin hakemine “Git şu takımı kıyma yap” diye emir verdiği ön kabulü ile bırakın futbol oynamayı, yaşayamazsınız . Kurumlara ve insanlara güvenmek zorundasınız. Hatada kasıt arayamazsınız.
Ararsanız, hatalı insanı değiştirdiğinizde bile huzura eremezsiniz; bu sefer başkaları onda kasıt arar.
Yani olayın başlangıcı hatalıydı.
Taaa en başından itibaren.
Mevcudiyetinin ve varlığının temeli olarak ortaya “şampiyonluğu” koyan yöneticiler... Onların beynini yıkadığı ve şampiyonluk dışında hiçbir sonuç kabul etmeyen kitleler... Ve bu fasit dairede ayağı tökezleyince kalabalıkları “cambaza bak” diye oyalamaktan başka çaresi kalmayanlar.
Hakemleri, MHK’yi, Federasyon’u kolaylıkla cambaz yerine koyanlar.
Bir de... İşi Kulüpler Birliği’ne kadar taşıyanlar.
Sadece “birlik” çatlamadı... Futbolda yeni cephe açılma ihtimali de ortaya çıktı bugün:
Bir yanda “mağdurlar”. Diğer tarafta Federasyon ve işbirlikçileri.
Bakalım derme çatma futbolumuz bu yükü kaldırabilecek mi?