Mahmut’un suçu yok... Ben tetikledim onu. Hangi Mahmut mu?.. Eski Fenerbahçeli santrafor... Yiğit lakabıyla anılır; adıyla sanıyla ve hakkıyla “Deli Mahmut”...
O da futbol kökenli bir yorumcu sayılabilirdi doğrusu... Lakin sadece bana yapıyordu yorumlarını. Çünkü tanıdıkları arasında, futbol bilgiçliği etmeyen bir tek ben vardım.
Herkes futbol profesörü olunca Mahmut susuyordu.
Konu Güiza’ydı... Bana göre, Güiza ya “yay çekiyordu” ya “sızlanıyordu”.
Ümit Karan’ın ikizi gibiydi İspanyol... Golle bitmeyen her pozisyondan sonra başı elleri arasında, yüzündeki ağlama kaslarına fazla mesai yaptırıyordu.
Fena halde “arabesk” bir portre...
Dikkat edin; hırslı, kızgın, üzgün falan değil...
“Edilgen” ve “kaderine küsen” bir surat.
Futbol şovdu eninde sonunda. Yakın çekimde ağlamalı bir çehre beni geriyordu. Gözle görülmeyen reklam karelerinin bile etkisi kanıtlanmış sanal alemde, ekranları başındaki milyonlar, bu “depremzede” suratından mutlaka olumsuz etkileniyordu.
Yok muydu milyonlarca Euro’luk yıldızın bir uyaranı?
Lafı durdurdu...
“Nasıl sızlanmasın” dedi Mahmut... “Öyle güzel koşular yapıyor, öyle ince yerlerde top bekliyor ki, içi yanıyor adamın. Alex dışında anlayan yok Güiza’yı. Kaçırdığına değil anlaşılamadığına yanıyor o”!..
Ve devam etti:
“Onun yarattığı boş sahalara bir arkadaşı koşmuyor. Koşan olsa, o gol atar Güiza güler. Onunla çapraz koşu yapan bile yok. Olsa, seyredin pozisyonları, futbolu, kahkahaları”.
Doğruydu.
Peki bizim gördüğümüzü hoca görmüyor muydu? Sordum Mahmut’a:
“Aragones soydaşını harcıyor mu yani”?
“Aragones’i dinleyen kim?... Alex iyi günündeyse biraz besleniyor. Fenerbahçe kanatları, orta sahada yapılan yan toplar yüzünden gitse gelemiyor, gelse gidemiyor. Dikine oynayan yok ki, Güiza’nın yanı kalabalıklaşsın”.
“Doğuştan mı mutsuz, sahada mı mutsuz oluyor Güiza”?
“Adamın kariyeri söz konusu. Ben olsam hırsımdan ağlarım. Yine kendini iyi tutuyor. Sağı solu boş. Rakip alanda tek başına olmanın berbatlığını oynayan bilir. Mesela Kewell ile aynı takımda oynasa 60 gol atar emin ol”.
Yerin kulağı var!.. Yeni bir yorumcu yaratıp ekmeğimizden olmayalım diye susturdum Mahmut’u.
“Bir anlaşma yapalım” dedim...
“Sen kulüpteki tanıdıklarına Güiza’nın taktiksel sorunlarını anlat, ben de yakın çekimlerdeki olumsuz imajını yazayım. Senin tespitin önce düzelirse, benim “görsel” şikayetim kendiliğinden yok olur. Ama hiç sanmıyorum!.. En iyisi Güiza’nın sızlanmadan kaderine razı olması galiba”.
Galiba bana da yorum yapmayacak Mahmut bir daha.