Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bir kere Kulüpler Birliği Başkanı olarak Sayın Aziz Yıldırım’a destek ve teşekkür borcumuz var.
Hangi takımı tuttuğumuz önemli değil. Ön yargılarımız da geçerli değil bu konuda...
Futbola para veren, futboldan para alan, platonik veya fiziksel olarak futbola yakınlık duyan hiç kimse Aziz Yıldırım’ın “Yöneticiler olarak ortamı germeyeceğiz” cümlesine kulp takamaz, karşısında duramaz, altında buzağı arayamaz.
Yaparsa kötü niyetlidir.
*  *  *
Çünkü buram buram iyi niyet kokmaktadır bu cümle.
O kadar ki... Katılmak ve onaylamak mecburidir.
Arka çıkmak vazifedir.
Tarihi bir karardır bu.
İnanmayacaksınız ama “becerilemezse” çok büyük tehlikelere gebe, tarihi bir karar.
*  *  *
Aslında, “namuslu adam” tespitiyle bir siyasetçiyi övmek kadar saçma gelebilir futbol yöneticilerinin “futbolun altına dinamit koymama kararını” yüceltmek.
Onlardan beklenen ve umulan böyledir. İlk ve en önemli vazifeleri, sevgili kulüplerinin yaşamını sürdürebileceği doğayı korumaktır.
Lakin, rekabetin “para” ile reaksiyona girmesi ve popüler kültürün katalizör olmasıyla ortaya çıkan zehirli atmosferde oksijen o kadar azalmıştır ki, bir fidan dikeni başımıza taç etmekten başka yapılacak şey yoktur.
Kaybettiğimiz eşeğimizi bulup getirene şükran duyan garibanlar durumunda olabiliriz.
Yine de...
Desteklemeliyiz.
*  *  *
Parasını ve mesaisini futbola verip karşılığında “% 90 eleştiri-%10 popülarite” bulan “yönetici sınıfı”nın, gönüllü olarak % 10’luk “getiriyi” de tehlikeye atması anlamına gelmektedir bu geri adım.
Hatırlayın:
Bir yöneticinin, gazetede yarım sayfa yer bulması ihtimali, derbiden önce ve sonra rakibe sallamasında mı çoktur, Avrupa’da kupa kazandığında mı?
Bir yönetici, rakibi yerin dibine soktuğunda mı, yoksa mali sorunlara çare bulduğunda mı  taraftarları tarafından altı okka olur?
Sermayesi ve riski olmayan popularite aracıdır yönetici için konuşmak... Esasında bir bedeli vardır, ama onu toplumsal olarak ödediğimiz için kulübüne de ekstra bir zarar vermez görünür.
Bundan imtina ediyorlarsa, altın yumurtlayan kazı kesmekten vazgeçip beslemeğe başladılarsa onlara saygı duyulur.
*  *  *
Çok önemlidir çok...
Yöneticiler yeni sezonda maçtan önce ve sonra demeç vermekten vazgeçiyorsa, Fenerbahçe başkanıyla birlikte tüm Süper Lig kulüp başkanlarına şapka çıkarmak lazım.
Bitti mi? Hayır!
Bizim işimiz fikir üretmekse “sessizlik” yemini tutulmazsa ne olur; onu da düşünmek lazım.
Yasa delinirse, sadece polemik ve kavga çıkmaz.
Kaos olur.
Yani bugünkü durumdan “bin beter”.  İskambil kağıdı gibi devrilir bugüne kadar iğneyle kuyu kazar gibi alınan mesafeler. Bir anda sıfırlanır.
Bir kere Kulüpler Birliği diye bir şey kalmaz ortada. Hır, gür, kavga...
Mahmut Özgener Federasyonu değil, “FIFA ile UEFA birlikte gelse nafile” durumu yaratılır. Şamata sokağa iner. Kim bilir; belki de yöneticiler birbirlerine fiziksel zarar verebilirler.
Öyle bir felaket yani!..
Futbol tarihimizde bir lig bitemeyecekse, bu son derece iyi niyetli kararla başlayan sezon olur.
Neden “Tüm Süper Lig kulüplerinin kararına ve Aziz Yıldırım’ın açıklamalarına katılmak, desteklemek ve arka çıkmak vazifedir” dediğimi anladınız mı?
Geri dönüşü “bugünkü durum” değildir; yerin dibidir.