Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hey gidi Fenerbahçe... Üç yıl şampiyonluk “garantisi” ile yola çıkacaksın, daha birincisinin yarısına gelmeden lige ve hedefe öyle bir “yabancılaşacaksın” ki, kendi kalende “iki gol atana üçüncüsü ofsayttan bedava” durumları yaşayacaksın ve gıkını çıkarmayacaksın!..
Evet... Fenerbahçe’ye iki gol atınca ofsayta falan bakmıyor hakemler; üçüncüyü “bonus” olarak hesaba geçiriyorlar.
Var mı itirazı olan? Yok.
Taraftarlar “ha iki, ha üç” diye düşünüyor.
Yöneticiler öyle. Teknik direktör öyle. Hepsi tamam da maç sürecinde bedeni kimyasal atıklarla dolmuş, beyni yorulmuş, zihni bulanmış, adrenalin yüklemesine uğramış genç adamlar, nasıl bu kadar itirazsız kabul ederler en büyük futbol haksızlığını?
Beşiktaş maçı. Dakika 89. İhtiyar delikanlı İbrahim Üzülmez sol kanattan Uğur İnceman’a pasını veriyor. Uğur bekletmeden vuruyor. Buram buram ofsayt kokuyor gol.
“Ofsayttan üçüncü gol”ün ilk örneği... O yüzden “adet yerini bulsun diye” biraz mırın kırın ediyor Fenerbahçeli futbolcular golü kabullenmeden. Ama kısa kesiyorlar.
Kasımpaşa maçı. Dakika 81. Volkan’a en yakın adam Şahin uzun topu kaleye gönderiyor skoru 3-1 yapıyor. Yayıncı kuruluşun çizgisine göre de, futbola biraz göz gezdirmiş insanların sezgisine göre de ofsayt... Artık alışmışlar. Hiçbir şey olmamış gibi santralarını yapıyorlar paşa paşa:
“Ha iki ha üç be usta”!
Fenerbahçeliler’den en ufak bir itiraz sesi, jesti, mimiği bile çıkmıyor. O Fenerbahçe ki, zamanında tacı yanlış tarafa verdi diye hakeme şarlayıp sarı kart görmekten çekinmezdi bazı futbolcuları. Faulü görmezdin geldi diye hakemi ısırmaya kalkardı.
Ne oldu, kısa tatilde Hacca mı gittiler yoksa? Yabancılara elçilikten “geri dön” emri mi geldi? Paraları mı kesildi, bir akrabaları mı vefat etti, bıktılar mı, tırstılar mı, ne oldu?
Yanlış anlaşılmasın. Hakemin üzerine yürüyün diyen yok. Sorgulanan durum Fenerbahçeli futbolcuların bezginlik hali. Suratları yerleşmiş “poker face” denilen ifadesizlik ifadesi. İçinizden gelmiyorsa, üzülmüş gibi rol yapın bari.
Dev ekip nasıl bu hale geldi? Ve kim getirdi?
Aziz Yıldırım mı? Aykut Kocaman mı?.. Futbolcular mı? Hepsinin biraz payı olabilir. Hatta benim bile. Ama futbol bir takım oyunuysa ve takımın başındaki sorumlu Daum’sa, yüzde doksanı Daum’undur bu günahın.
Bir teknik direktör için affedilmez günahtır. Daha beteri yoktur.
Teknik direktörlük, oyun şablonu ve planından ibaret olsaydı kimse milyonlarca Euro vermez, kitaplara bakardı.
İçinde insan olan her şeyin başındakidir kahramanı.
Bezginlikten bahsediyorsak, Daum’un “bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır” görüntüleri, balığın “kokma” adresidir ve önlemi Fenerbahçe alacaktır; Daum değil.


Denizli, Fener’in mağlubiyetini de bildi
Geçenlerde Mustafa Denizli ile yemeğe gitmedik!.. Bana da söylemedi zaten!.. Ama müdürümüz Cem Şengül’le telefon muhabbetini köşeye alacağım ki, kendisinin “kehanetleri”nin sınırları anlaşılsın.
Hani diyorlardı ya; “Fenerbahçe’nin Kasımpaşa’ya kaybedeceği kimsenin aklına gelmezdi”.
Mustafa Denizli hariç!
“Sevgili Cem, Fenerbahçe’nin, Kasımpaşa maçına dikkat et; kaybetme ihtimali çok yüksek”.
Nasıl bildi? Önemli değil... Önemli olan bildiği için Mustafa Denizli kendisi.