Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Colin Kazım, Fenerbahçe’nin kafasına çuval geçiren “teknik” otoriteye baş kaldırmış bir idealist midir?
Yoo... Kazım’ın kavgası tamamen kişiseldir.
“Benim piyasam İngiltere, ben niye olmam ilk on birde”!
Bu kadar basittir.
Fenerbahçe Takımı’nın “yetenek birikimini” çar çur edip har hur savuran İspanyol’a kafa tutarken “amme hizmeti olsun”, “Fenerbahçe korunsun” diye düşündüğünü hiç sanmıyorum Colin Kazım’ın.
Zaten Colin Kazım’dan bir Büyük Fikret, bir Can Bartu, bir Ziya Şengül, bir Oğuz Çetin yaratmaya çalışacak kadar hayalperest değilim.
Kazım’ın Fenerbahçeli olduğundan bile emin değilim.
Lakin, “kişisel menfaat” ile “takımın çıkarı” örtüşmektedir bu olayda.
Zarar veren “otorite” olunca, itaat etmeyen otomatikman “kahraman”.
* * *
Herkes biliyor ki, Kazım’ın en azından yedek kulübesinde olması, Arsenal karşısında dakika alması, kariyerini olduğu gibi Fenerbahçe’nin performansını da pozitif etkileyebilirdi.
Kazım, bu yanlışın “yarısına” itiraz etti.
Kendisini ilgilendiren kısmına...
Lakin, otoritenin hımbıl ve mantıksız olanına “rest” çekmenin her türlüsünde bir asalet vardır!..
Çünkü işin içinde “cesaret” barındırmaktadır.
Dedikodu ve mızmızlık yerine “git işine be” diyebilen, “kaybetmeyi” göze alabilendir ve ilk etapta “mikser” olarak nitelense de yeryüzünde her olumlu gelişme böyle insanların eseridir...
Kalabalıklar arasında saklananların değil.
Fenerbahçe’yi kendine getirebilecek olan da bu tür riskli itirazlardır. Çünkü Fenerbahçe’nin teknik aklı, itirazı hak etmiştir.
Değiştirilemiyorsa, devre arası bekleniyorsa, bu zaman dilimi itiraz edilerek düzeltmeye çalışılarak geçirilmelidir. Fenerbahçe yönetimi kendisi yapamıyorsa, yapacak bir profesyonel bulamıyorsa, iş futbolculara kaldıysa... Helal olsun Colin Kazım’a.
* * *

Ne kadar ironik bir durum:
Takımın içinden Aragones’e ilk tepki, takımın en gayrı ciddi adamı sayılan, hatta benim “Fenerbahçe’nin Yattara’sı” diye nitelediğim Kazım’dan geldi.
Koskoca Roberto Carlos’a bakıyorsunuz... Maçtan sonra suya sabuna dokunmaz cümleler kurup “başımızı eğmeyeceğiz” türünden hamasetlerin arkasına gizlendi.
“Hatalarımızı araştırmalıyız” gibi bir cümle bile kuramadı.
Oysa Arsenal karşısında kariyeri en çok çizilen kendisiydi.
* * *

Neden bunca tırsıklık?..
Kolay değildir otoriteye muhalefet.
Kaybedip terk-i diyar eyleme olasılığı çok yüksektir.
İşe yaraması için haklılık kadar destek de gerekir.
Ve çoğu insan gibi futbolcular da kendi kapıları çalınana kadar beklemeyi tercih etmektedir.
O yüzden, Colin Kazım’ın duruşunu (Her ne kadar kişisel olsa da) bir pırıltı olarak görmek lazım Fenerbahçe’de; “nifak” değil.
En büyük ve tartışmasız otorite “Yönetim”, uyur taklidi yapmayı sürdürdükçe “kahraman” ve “hain”ler çoğalacaktır Fenerbahçe’de.
Muhasebe, bir gün Aragones çekip gittiğinde yapılacak:
“Değer miydi”?