Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“Peşkeş” gibi çirkin kelimeler kullanmak istemiyorum bir federasyon başkanının özgür (!) tasarrufları için; o yüzden “hediye” diyorum.
Söz konusu “hediye”, Federasyon’un içinde yoktan var edilen bir değer. Haluk Ulusoy akıl etmiş, rahmetli Hasan Doğan omuz vermiş. Paketleyip teslim eden Özgener.
Hediye edilen ise İktidar Partisinin güçlü bir isminin oğlu.
Futbol Federasyonu’nun “Engelliler Koordinasyon Kurulu”ndan bahsediyorum.
Bu ülkeye “Ampute”nin “tasarruflu ampul çeşidi” değil, organ kayıplarına uğramış insanlar olduğunu öğreten kuruldan.
Hani,  Güneydoğu Gazileri’nin koltuk değnekleriyle yaptığı maçı televizyondan seyrettiğinizde gözyaşlarına boğulmuştunuz ya... Hani Ampute Milli Takım Dünya ikincisi ve Avrupa üçüncüsü olduğunda destanlar düzmüştünüz ya... Hani, Çocuk Esirgeme Kurumu’ndaki yetimlerin tertemiz formalar içinde top peşinde koştuğunu görüp nüfus kağıdınızdaki “TC” damgasını öpmüştünüz ya...
İşte bunları yapan kurul. Milliyet Gazetesi Yılın Sporcusu anketinde özel ödüllü.
Federasyon’un hümanist ve sevimli yüzü.
Her başarılı işte olduğu gibi cezasını gördü geçenlerde... Değerli federasyonumuz, kapısına kilit vurdu, çalışanlarını işsizler ordusuna kattı.
Neden?
Futbol Federasyonu, Sayın Şenes Erzik’in tespitiyle “hakkında çıkan olumlu haberlerin tek kaynağı”nı nasıl tasfiye eder?
Son yılların en başarılı sosyal sorumluluk porjelerine imza atan bir kurul, nasıl topluca kovulur?
Yolsuzluk mu yaptılar? Zimmet, irtikap mı var? Geceleri kumar mı oynattılar federasyon binasında yoksa?
Bakın bu noktada bizim de bazı haklarımız var. En azından Sayın Yılmaz Özdil, sayın Yavuz Kocaömer, sevgili Cemal Ersen ve ben, bu kurulu taktir etmiş yaptıklarını alkışlamışız.
Varsa bir suçları, önce “biz” kafaya alınmışız! Varsa söyleyin, bilelim, pişman olalım.
Ama yoksa...
Ve Ömer Gürsoy’un başkanlığındaki bu kurul, hem dürüst, hem çalışkan, hem de başarılıysa... Ki, öyle görünüyor.
Neden kapısına kilit vuruluyor, neden?
Sakın “masraf” demeyin, hakem yetiştirmek için harcanan paraları tekrar ettirmeyin bana.
O zaman...
Anlamak için bu noktada paralel bir öyküye bakacaksınız:
Son seçimlerde Bedensel Engelliler Federasyonu başkanlığına, rakipsiz bir seçimle Mustafa Veysel Gürpınar gelmiş. En genç federasyon başkanı. Bugün 33 yaşında. Babası AKP milletvekili ve Meclis Başkan Vekili Eyüp Cenap Gürpınar.
Genç başkanın spor kariyerini, yöneticiliğini bilmem, ama özgüveni yerinde. Futbol Federasyonu’nun gönüllü bağışı için “Sadaka mı veriyorsunuz ?” diyecek kadar hem de...
Özgener nezdinde de muteber. Geri kalan üç engelli federasyonunun randevu taleplerini bile geri çeviren Mahmut Özgener, sık sık toplantılar yapıyor, şartlarını oğul Gürpınar’ın hazırladığı protokoller imzalıyor kendisiyle. Ve “malum son”a geliniyor.
Ortada Futbol Federasyonu’nun engelliler için ayırdığı bir para var. Bu para ile Engelli Federasyonu Başkanı arasındaki tek engel, Futbol Federasyonu’nun kendi kurulu.
Tercih ne oluyor?
Kurul iptal.
Böyle vakalar belde belediyelerde falan olur diye bilirdik biz. Halkın imkanlarıyla bir park yaparsın, etrafı güzelleştirirsin. Parkta büfe kurulacaksa, onu da il başkanının oğluna verirsin. Siyasi bedel!..
Ama teslimiyet Futbol Federasyonu’ndaysa ve başarılı, dürüst insanları yok etme pahasınaysa, insanın tüyleri diken diken oluyor. Bu Federasyon, yarın Süper Lig’de adalet dağıtacak.
Bırakın adaleti, kendi ayağına kurşun sıkıyor açıkça.
Bakın bir örnek vereyim. Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük spikerlerinden Abidin Aydoğdu’nun oğlu Borga da kovulanlar arasında. İngilizce’nin yanı sıra Futbol Federasyonu’nda İspanyolca bile tek kişiydi kendisi.
Zeki, çalışkan.
Gerçi babası tescilli Atatürkçü ama (!) yazık olmadı mı? Kalsa Türk sporuna AKP milletvekili’nin oğlu kadar faydalı olamaz mıydı?
Fena halde midem bulandı.