Dünkü basın toplantısı, sayın Aziz Yıldırım’ın en savunmasız zamanıydı. Kamuoyunun vicdanına seslenmesi gerekiyordu; öyle yaptı.
Mesela, “Ben söylediğiniz kadar kötü adam değilim” cümlesi, Aziz Bey’in standartlarına göre “teslimiyet” değil mi?..
Adeta “rica ötesi”...
İşte o anda bile mizacı bırakmadı Başkan’ın yakasını. Anonsçuyu dövmediğini kanıtlamanın yolu, basına dönüp “Bugüne kadar hanginizi dövdüm” cümlesi mi?
“Dövdüklerim parmak kaldırsın” de bari... Roma diktatörü, kölelerine hitap ediyor sanki.
Belirtiler iyi değil. Süper Lig’i çok sert sezon bekliyor.
Sayın Yıldırım’ın altını çizdiği konulara gelince; yüzde yüz haklıdır Başkan. Belki geç kalmıştır cevapta, belki söyleme tarzı hatalıdır, ama kurumsal bağlamda dile getirdiği her konuda haklıdır.
Rüştü “Fenerbahçeliyim” dememeli artık. Gökçek elini futboldan çekmeli. Rakip kaleciye rüşvet meselesi savcılığa verilmeli. Komplocular utanmalı. Bakan Çelik mahcubiyet hissetmeli. Fenerbahçe yönetimi, teknik heyeti, takımı revize edilmeli.
Aslında daha kestirmeden Başkan da gidebilirdi, ama maazallah kim yapacaktı bunları sonra!
Neyse... Orasını Fenerbahçe bilir.
Lakin en zor günlerinde medyadan medet uman ve basından saygı bekleyen sayın Başkan, bu saygıyı “hak ettikleri halde” dövmediğini ima ederek sağlayamaz basından.