Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İşin “piri” Samanyolu Televizyonu’dur... Bertaraf edilmek istenen biri varsa, ekrandaki derin sesli spiker başlar okumaya:
“... şeklinde konuşuluyor”
“... gibi söylentiler var”
Başına ne koyarsanız koyun artık... Hırsız mı dersiniz, uğursuz mu dersiniz, din düşmanı, vatan haini, ne isterseniz.
Belge, bilgi olmadan yapılan haysiyet cellatlığının RTÜK kurallarına uydurulmuş şeklidir bu. Ayıp, günah ayrı. “Meslek ilkelerinden” falan hiç bahsetmiyorum.
* * *
Lakin Samanyolu’nun metoduna bile “eyvallah” diyorum!..
Çünkü bir misyonu vardır o televizyonun. Cumhuriyet ile hesaplaşmanın önündeki engelleri yok etmesi gerekmektedir. İşi budur.
Ve asla “en doğru haberleri biz veririz” gibi bir iddiası yoktur.
“İşte habercilik böyle yapılır” böbürlenmelerini duyan var mı?
* * *
Model başarılı ayrıca!..
Bu taktikle senelerdir içerde yatan ve suçunun ne olduğunu bilmeyen insanlar var.
Şimdi...
Bu modeli alıp futbola uygulayanlar çıktı... Bizim, sporun fazilet elbiselerini giydirmeye çalıştığımız, bazılarının turkuaz kravat taktırmak istediği futbola...
İşin en acı tarafı, bunu yapanların tek misyonlarının “reyting” olması ve aynı zamanda en büyük haberci, en adil televizyonculuk iddiaları.
* * *
Son örnek Galatasaray’daki dedikodular.
Sayın Fatih Altaylı’nın gündeme taşıdığı dedikodular.
Ona sözüm yok... Köşe yazarlığının gereklerinden birini yapıp, yöneticilik deneyimlerinde tarttıktan sonra kulağına çalınan Galatasaray dedikodularını isim vermeden, infaz yapmadan kamuoyu ile paylaştı:
“Galatasaray’daki transfer trafiğine, yakınları üzerine menajerlik şirketi kurduran yöneticiler mi neden oluyor?” diye sordu.
Baktılar ki, konu verimli. Akçeli. Aile boyu. Reyting garanti... Sarıldılar. Hatta geliştirdiler!
Sayın Reha Muhtar, sağ yanına sayın Erman Toroğlu’nu, sol yanına sayın Ahmet Çakar’ı alarak yaptığı “özel sohbetler” programında bir adım ileri gitti mesela.
“Fenerbahçe yöneticisi Şekip Mosturoğlu ile Galatasaray profesyoneli Adnan Sezgin İsviçre’de eşlerinin üzerine menajerlik şirketi kurmuşlar” dedi...
Yani “şeklinde söylentiler var”!..
Ve ne kadar “adil” bir haberci olduğunu ispat etti:
“Doğru değilse, bağlansınlar yayına yalanlasınlar”.
Helalll...
* * *
Adama bıçağı sokup, “hangi hastaneye gitmeyi istersin” diye sormak kadar demokratik bir yaklaşım...
Neyse, konumuz Reha Muhtar değil... Onun tarzı malum.
Asıl, Şekip Mosturoğlu ve Adnan Sezgin’e ne demeli?
Bağlanıyorlar, üstüne bir de fırça yiyorlar canlı yayında.
* * *
Şayet “asılsız dedikoduysa” ve bir televizyoncu bunu milyonların önünde yapıyorsa, işe karınızı, ailenizi, kariyerinizi karıştırmışsa, sizi üçkağıtçılıkla, görevi istismar ile suçluyorsa, camianıza rezil ediyorsa, bu ne nezaket!..
Bu ne soğukkanlılık?
Bu ne tırsıklık?
Dedikoduysa ve milyonlara ulaştırana korkunuzdan doğru dürüst yanıt veremiyorsanız, kendinizin ve eşinizin hakkınızı koruyamıyorsanız, kulüplerinizin hakkını nasıl koruyacaksınız kardeşim?
İşiniz bitmiş sizin.
Dedikodu değil de gerçekse, zaten işiniz bitmiş.
Benim üzüldüğüm, son dönemde Türkiye’yi tüketen, insanları yok eden, haysiyet ve itibarı yerlerde süründüren ne varsa tek tek futbola taşınması.