Bekara karı boşamak kolay... “Asarsın, kesersin, düşürürsün”!.. İyi de... İşin “nafakası” da var.
* * *
Karşındaki sokakta top oynayan çocuklar değil ki... Türkiye’nin en iyi hukuk büroları neredeyse gönüllü avukatlar. Bazıları yönetici.
En ufak hukuksuzluk, minicik bir eksiklik, üç sıfırlı milyon dolarlar olarak çıkar karşına.
“Savunma Hakkı” da pek “minik” ihmal sayılmaz hukukta.
* * *
Futbolun tahkimden başka itiraz kabul etmeyen özel durumu fiilen kalkmış ortadan. Futbolu yönetenler “kurumların birbirine güvensizliği yüzünden” operasyonu gazeteden okumuş.
Hala da bazı belgelere ulaşamıyorlar, “gizlilik” kararı var, savunma alamıyorlar.
Tokmak polisin/savcının elinde.
Federasyona diyorlar ki; “vur davula”!
* * *
Hayal bu ya... Avukatın biri “banka soymak” suçundan gözaltına alınmış! Baro’ya hesap soruyorsunuz; “Niye atmıyorsun?” diye...
Avukatın müvekkili ile flört ettiğini bile tespit etse tutup kulağından atar Baro... Ama banka soymak suçundan polisin yakaladığı ve henüz zanlı durumundaki üyesine hiçbir şey yapamaz. Davanın sonucunu beklemek zorunda.
Biri iç tüzük, diğeri Anayasal zorunluluk.
Futbol Federasyonu böyle bir açmazda.
* * *
Tabi ki, kanaatle küme düşürme yetkisi var federasyonun. Fakat kendi gözlemcisi, hakemi, temsilcisi rapor yazmışsa... Biri federasyona ihbarda bulunmuş, biri itiraf etmişse... 28-0 yenilen, kendi kalesine beş gol gönderen varsa.
Olay “silahlı suç örgütü kurmaya” kadar dayanmışsa, hukuksal hiyerarşi yüzünden bekleyecek.
Davada “suçlu” kararı alınırsa gereğini yapacak.
Kılıfına uydurmaya çalışıyorsa o zaman vurun abalıya!
* * *
Ben de yetkisiz sorumsuzlardan biriyim ve ben de “şüphelilerin” küme düşürülmesini, yapanların hayat boyu futboldan uzaklaştırılmasını isterim.
Hemen şimdi...
Sorun bana söyleyeyim:
“Futbol Federasyonu yetersizlik içindedir”!..
Ama alın beni Mehmet Ali Aydınlar’ın yerine koyun; aynı kararı veririm:
“Yargının kararını bekleyelim”.
En azından iddianame açıklansın, kendi hukukumuzu işletebilelim.
* * *
Cumhuriyet tarihindeki en büyük futbol operasyonu ve en büyük temizlik fırsatı, kurumlararası eşgüdüm eksikliği ve güvensizlik yüzünden moral bozucu ve sıkıntılı bir bekleme sürecine girmiştir.
Vadesi belirsiz hapis uygulamasından sıkılmış topluma, aynı yöntemin futbola uygulanması fazla gelmiş, muhtemel suçlular “mağdura dönmüştür” kamu vicdanında.
Darağacının altındaki sandalyeye Futbol Federasyonu’nun tekme atmasını, üstelik bunu hukuksal eksiklerle yapmasını bekleyemezsiniz.
Siz olsanız cüret edebilir misiniz?
* * *
İşin ilginç yanı, bugüne kadar olaya hiç müdahil olmayan sayın Bakan Suat Kılıç’ın federasyondan çıkan “Aynen devam” kararına “aynen katılmasıdır”!
Demek ki, hukuksal bağlamda minicik bir eksikliğin bile topluma mal olmuş kulüpler adına infiale sebep olacağını Hükümet de kavramış.
Sokaklarda formalı adamlar istemiyorlar.
Operasyonun “bazı kulüpleri bitirme projesi” olarak algılanmasından endişe ediyorlar.
Sıkıntı ve ümitsizliğe razı oluyorlar. Futbol üzerinden hukuksuzluk imajı yaratmamaya çalışıyorlar.
* * *
Kifayetsiz buldukları Futbol Federasyonu’na “aslanlar” gibi saldıranların, aynı fikirde olan sayın Bakan ve onun üyesi olduğu kabineyi özenle eleştiri dışı tuttuklarının farkında mısınız peki?
Bekara karı boşamak kolay ve bazı tatlı su kahramanları hep bekar kalmak istiyorlar.
Lakin Federasyon’un çok eşi var.
Üç sıfırlı milyon dolarlar olarak...