Bizde “Başkan” her şeydir değil mi?.. Büyük kulüp piramitinin en tepesindeki kilit taşı gibi.
Peki, Başkan’ın en önemli “sportif işi” nedir?
Teknik direktör tayini ve idaresi.
İyisini seçmekle bitmiyor iş; hatta o anda başlıyor. Hoca’nın verimini arttırmak başkanın ustalığına kalıyor.
Evet “usta” başkan var. “Kalfa” var. “Çırak” var.
Başarının tek parametresi bu değil tabi.
Ama birincisi.
Usta başkan takımı yardan uçurur, çırak düz yolda şaşırır. Kalfa, en kritik anda eli ile ayağını karıştırır.
Örnek; Üç Büyükler!..
* * *
Konumuz başkan-hoca ilişkileri olduğuna göre “usta”dan başlayalım. Adı Aziz Yıldırım.
Beğenirsiniz-beğenmezsiniz, ama Aykut Kocaman’ı “zorla” futbol fenomeni haline getiren başkandır kendisi.
Belki biraz hırpalamıştır, bazen mahcup etmiştir, zorlamıştır, üzmüş de olabilir, lakin tam desteğini hiç esirgememiştir. İstifa etmiş hocayı döndürmüş, Fenerbahçe ile birlikte Avrupa klasına yükseltmiştir.
Aziz Yıldırım bilir ki, Aykut Kocaman’ın başarısı kendisinin sayılır.
Ve Aykut Kocaman’a rağmen Aykut Kocaman’ın zirvede olması lazımdır.
“Hoca uçmaz, başkan uçurur” dediğimin tam karşılığıdır.
* * *
Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, başkanlık mesleğinde (!) henüz “kalfa” kıvamında.
Bir sürü güzel şey yapıyor.
Para, transfer, özgüven tamam... Hocanın en iyisini seçmekte bir numara.
Lakin, ne de olsa “usta” değil. Hocayı sevk ve idarede eksikleri var. Bırakın idareyi, tam tersi moralini bozuyor iki de bir.
Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final oynamış, Real Madrid’i yenerek elenmiş, Süper Lig şampiyonluğunda bir numaralı aday takımda tatsızlık varsa bu yüzden.
Bilmediğiniz bir “pot” daha anlatayım:
Beşiktaş’ın 110. yıl kutlamaları. Sayın Aysal davete icabet ederek büyük nezaket göstermiş. İnönü Stadı’nda bir ara Samet Aybaba’ya rastlıyor ve “Bu sezonun en başarılı teknik direktörü sizsiniz” diyor.
Peki Terim?..
Nezaket iyi de, rekabet içinde lafın nereye gideceğini düşünmüyor.
Mourinho marka pirince giderken evdeki bulgurdan olmak tehlikesinin, kalfalıkla ustalık arasındaki fark olduğunu bilmediği gibi.
* * *
Ve çırak!..
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman alınmasın ama hem rakiplerinin başkanlık kariyerine oranla çırak, hem de başkan-hoca ilişkisindeki performansına göre!
Galatasaray Başkanı Ünal Aysal’ın “yılın teknik direktörü” seçtiği, sıfır beklentili sezonda sıfıra yakın imkanlarla Beşiktaş’ı hâlâ şampiyonluk potasında tutabilen Samet Aybaba’yı tercih ettiği için pişman sanki.
“Samet Aybaba başarılıdır” lafını etmemek için büyük özen gösteriyor.
“Destekliyoruz” kelimesi günah kategorisinde.
“Gelecek sezon” falan maazallah...
Hâlâ sezon başında teklifini kabul etmeyen Mustafa Denizli ile uğraşıyor.
Ortada problem yokken Hoca’yı taraftarın önüne atmaya çalışıyor.
Beşiktaş’ın stadında Hoca’nın ailesi rencide ediliyor, tık yok!
Sebep?
Bilinmiyor.
“Çırak” acemiliği veya kompleksi değilse nedir bu?
Son söz:
Elbette yaptığı işe azmetmiş çırakların, kalfaların da güzel eserleri olabilir. Oluyor da zaten... Lakin ustalarda olasılık daha yüksektir.
Görüldüğü gibi.