Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Futbolumuzu “ötekiler”den ayıran ve “kendine has” kılan en önemli unsur, aslında yaşamın her parkurunda bizi “ötekiler”den ayırıp “kendimize has” yapan kişiliğimizden kaynaklanmaktadır.
Nedir kişiliğimizin karakteristiği?
Listenin başına “ilk ve tek” kavramını yerleştirmemiz. Nitelik, içerik hep sonra.
Kim bilir, belki de bizi şu popüler kültür mahvetti.
İki nesildir magazinle beslenen, sabah ekranla birlikte göbek atarak uyanan, akşam dizilere ağlayıp uyuyan, rüyasında ihanet ve cinayet gören bir ülkeden, elbette televizyon sloganını hayat felsefesi edinen kalabalıklar çıkacaktı:
“İlk ve tek”! Azz sonra...
Bizim için “ilk” veya “tek” olmayan hiçbir şey ne hak ettiği kıvançı uyandırabilir ne tepki alabilir ne de ilgi çekebilir artık.
Olumlu veya olumsuz...
Lige ve Avrupa’ya fırtına gibi giren Fenerbahçeliler ağız tadıyla coşamıyorlarsa, Galatasaraylılar keyfine bakacağına Fenerbahçeliler’i kolluyorlarsa bu yüzdendir.
“Bir”den fazlası “çoğul’a girer ve bizde “tek” önemlidir.
İkisinden biri “tek” başına başarmış olsaydı, seyrederdiniz “ilk” büyük tantanayı!..
Tipik bir “komşunun tavuğu” travması...
Arabayı da elbiseyi de Rolex’i de komşuya/arkadaşa hava atmak için alanların coğrafyasında komşunun arabası, elbisesi, saati benzer değerdeyse, pek kıymeti kalmıyor servetin.
Bakın, hem Beşiktaş hem de Galatasaray Aurelio’nun peşindeymiş!..
Kimin umrunda.
İkisi de “ilk” değil... Fenerbahçe almış zamanında.
Üstelik talip “tek” değil; hem Galatasaray hem Beşiktaş.
Size bir şey söyleyeyim mi... En önemlisi, artık Aurelio’nun “tek kurtarıcı” durumundan çıkması ve alternatiflerinin olması. “Tek”ken iyiydi. Şimdi çoktan düştü Aurelio’nun reytingi.
Beşiktaş kulübünün Aydın Karabulut transferi nedeniyle Bursaspor’a 1 milyon dolar tazminat ödeme haberine ne diyeceksiniz?
Göreceksiniz, kimse yazmayacak bile “Yazık değil mi Beşiktaş’ın parasına” diye. Çünkü, bu ilk değil. Beşiktaş tazminat ödemede hayli idmanlı.
Peki Tuncay’ın Fenerbahçe’ye transferi?..
Takımı forse edecek, tribünleri harekete geçirecek, atacak, attıracak, koşacak, koşturacak bir futbolcu geliyor Fenerbahçe’ye... Ne yapacağı belli olmayan meçhul bir transfer kadar ilgi uyandırmıyor.
Neden?.. Çünkü ikinci gelişi; “ilk” değil.
Tam tersine bakalım... Sercan’ın paylaşılamaması ve her büyük tarafından “beş milyon euro” yanına değişik futbolcu adları yazılması neden?
Çünkü bu Sercan’ın üç büyüklere “ilk” seferi!
Bu gidişle “ikinci” UEFA Kupası bile kesmez kimseyi.
Sonra da kızıyoruz başkanlara... Biri “üç yıl şampiyonluk” vaat ediyor taraftara, diğeri beşe çıkarıyor. Başka türlü motive olamıyor ki kitleler. “İlk” olmak istiyor. “Tek” olmak istiyor. Biraz daha düşük IQ sahipleri, işi ileri götürüp tüm rakiplerin yeryüzünden silinmesini, tarih olmasını diliyor. Bir yanda spor, diğer tarafta huy...
Örtüşmüyor.
Şu sezondan da keyif alamayacaklar ya; ona yanarım.
“Kendine has” tanımlaması yetmeyip, “hasta”” kıvamına geçmesi için teknolojinin tüm imkanları kullanılarak ve önce beyni boşaltılıp sonra yıkanarak yeniden dizayn edilen necip milletimizin yol haritasına pek uygun değil futbol rekabeti.
Sırıtıyor.