Değerli Fenerbahçeliler, kıymetli Beşiktaşlılar, sayın Galatasaraylılar... Son tahlilde hepiniz futbolseversiniz değil mi ?
“Futbolu severim, takımımdan ötürü” deseniz bile, mecburiyetten olsa bile, farkında olmasanız bile, eksik/ziyade “salt futbol sevgisi” var olmalı yüreğinizde.
İşte bu zor günlerde sizi o sevgi kurtaracak!
Bunalıma kapılmayın. O içgüdüyü veya o kazanımı harekete geçirin, olaya iyi tarafından bakın.
Üç Büyükler Puan Cetveli’nin orta sıra şövalyeleri olduğundan beri, uğruna kanunlar hazırlanan, polisiye tedbirler alınan, tartışılan ve üstesinden gelinemediği için kâbusa dönen “tribün terörü” dibe vurdu mesela.
Çünkü ortada “mücadele” edilecek bir durum kalmadı.
Yenilgiye kızmak için bir hedef olmalı değil mi? Rakibe kızmak için kazanma ihtimali gerektiği gibi.
Antep’te tribün bayramına bir tane Fenerbahçe’li engel olmaya kalkmıyor.
Ali Sami Yen’de Manisalılar halay çekiyor, kimse dönüp bakmıyor.
Sözü, cezayı, kanunu, polisi tınmayan futbol algılaması “seri mağlubiyetlerle” değişiyor.
Hem “hayret” hem de “nihayet”...
Üç büyüklere dayanma... Kurur !
Süper Lig’in “kahramanları” değişiyor. Sıra medyanın süper kahramanlarında!..
Evet... Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray çıkışlı yorumların bir an önce değişmesi, kıymetli yorumcularımızın kendilerini yenilemesi gerek.
Çünkü, bir futbol müsabakası sonrasında yenen takım orada dururken yenilen takımın “neden ve nasıl” yenildiğini tartışmak futbol adına “abesle iştigal”, futbolseverler adına “seyirciyi haybeye işgal” oluyor.
Kırk yılda bir olsa tamam. Ama üç büyüklerin kasveti artık rutine bindi.
Madem ki konu futbol, kötü oynayanı irdelemek, kötü ve fena üzerine program kurmak, dönüp dolaşıp o programı kasvet merkezi yapacaktır biline.
Açık söyleyeyim, ben dayanamıyorum. Bir programa bakıyorum; “Polat istifa” diye başlıyor. Başka kanalda film seyredip dönüyorum; aynı insanlar yine “Polat istifa” diyor. Veya “Aykut Hoca suçlu”... Bir saat sonra, on binlerce kelime ardından tartışmada gelinen son nokta; “Aykut Hoca suçlu”!
Geçtik ilkeleri, etiği, vicdanı, raconu; cebinizi ve geleceğinizi düşünün, Üç büyüklerle birlikte batmayın beyler.
Futbol haritası da değişiyor
Bazı istisnalar dışında Türkiye’de taraftarlık kimliğinde “üç büyükler” yazar. Futbolun iddialı kentlerinde bile böyle; kendi şehir takımından önce veya yanında üç büyüklerden bir tane.
Birçok Anadolu futbolseverinde ise sadece üç büyükler.
Bu da değişecek artık!
Çünkü sittin sene şampiyonluk iddiası olmayacak kentlerin sayısı giderek azalmakta. Bugün dört-beş tane eklendi, yarın dört-beş daha olacak. Bir Anadolu insanı, görmediği, bilmediği, gitmediği yerdeki takımını bırakıp dokunduğu, kokusunu duyduğu, aynı toprakta yoğrulduğu futbol takımı kucaklayacak.
Sonuç?.. Medya’dan futbol ekonomisine, futbol parasının el ve yer değiştirmesinden Milli Takım’ın oluşmasına kadar gerçek bir değişim.
Üç büyükler sadece üç-beş maç kaybetmiyorlar, ülkenin futbol haritasını da değiştiriyorlar farkında değiller.