Fransa “bal tutan parmağını” yaladı, biz avucumuzu!..
Şimdi bağırıyoruz:
Taraflı Platini, torpilci, adaletsiz adam, utanmaz, küstah... Olmaz olsun böyle başkan.
Nefret ediyoruz UEFA’nın başından.
Hepsine tamam!
Peki UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik’i niye suçluyoruz?
“Sen Platini gibi davranmadın, ülkeni onun kadar kayırmadın”!..
Buyurun buradan yakın!
“Berbat” dediğimiz Fransız’ın “vatansever olduğunu kabul ediyoruz; vatan sevgisinden şüphe ettiğimiz Türk’ün, asaletinden ve adaletinden nefret ediyoruz.
Dengemizi yitiriyoruz kaybedince.
Ya da işimize gelince.
* * *
Hem Platini başkan, Erzik ikinci adam...
Erzik utanmayı bir kenara bırakıp kıyasıya torpil yapsa, feci adaletsiz olsa, çok kötü küstahlaşsa ne fark eder?..
Yine Platini burun farkıyla önde.
“Gayrı meşru” mücadelede de yenemezsiniz Platini’yi.
Önemli olan, o düzeydeki insanların kalitesi.
Ben kutluyorum Şenes Erzik’i.
* * *
Gelelim 2016’yı Fransa’ya kaptırmamızın “derin” sebeplerine:
Bu sene ÖSYS’ye girecek sıradan bir lise mezununun önüne iki seçenek sunun; “Üniversiteyi Fransa’da mı, Türkiye’de mi okumak istersin” diye sorun.
Hangisini tercih eder?
Evladını belediye çukurunda, sulama kanalında kaybetmiş ebeveyne sorun; “Açtığın ceza ve tazminat davasının Türkiye’de görülmesini mi istersin, Fransa’da mı”?..
Ne yanıt verir?
Maden işçilerimiz Fransa madenlerinde mi çalışmak ister, burada mı? Memurumuz hangi ülkeden emekli olmayı tercih eder?
Bırakın hepsini; futbolcumuz hangi ligde oynamayı ister?
Sonra da 2016 hangi ülkede olsun diye soruyorlar 13 adama, “Fransa” deyince sinirleniyoruz.
Boş verin; her şeyde bir hayır var.