“Büyüme deneyimi” felaketle sonuçlanıp “yaşamak” için “kemer sıkmak” zorunda kalan Beşiktaş, kemerin son deliğine geldiği şu günlerde “sevenlerinden” hiç olmazsa Fenerbahçe taraftarı kadar özveri ve katılım beklese... Çok şey mi istemiş olur acaba?
O taraftar değil mi, yeryüzünün en aktif ve en etkilileri arasında sayılan?
O taraftar değil mi, bu unvanını bile Beşiktaş’a borçlu olan?
Ne yapıyor şimdi?
Ve o taraftar değil mi, zaman zaman Beşiktaş’ı yönetmeye talip olan?..
Sus pus şimdi.
Sanki, izleyen ama müdahale etmeyi etik dışı bulan “vahşi doğa belgeselcisi”!..
Kartalın yuvası dağılıyor, sadece zoom yapıyor; bir kuru dal uzatmıyor.
Göl buz tutmuş Kartal avlanamıyor, vizörden bakıp olayın doğal gelişimi hakkında Kartal’a ömür biçiyor!
Kaydı, kanadı kırıldı Kartal’ın... Bırakın pansumanı, tutup dalın üzerine bile koymuyor.
Uçamayan avcının, yırtıcılara av olmasını bekliyor sanki taraftar.
Ortada müthiş bir yaşam mücadelesi...
Ve yabancılaşmış milyonlar.
Bakınız, Başkan Fikret Orman, Süleyman Seba’nın ofisine geçecekmiş ki, lüks yerin kirası kulübe katkı olsun.
Sembolik ve asil bir tutum.
Samet Aybaba, her teknik direktörün can atacağı futbolcuların gidişine kariyerinden bilet kesiyor ki, bütçe tutsun.
Zor ama anlamlı bir fedakârlık.
Yönetim stat bulmaya çalışmış refüze edilmiş. Sıfır baskı ve sıfır katkısı olan taraftar, sadece “geri dönüşe” sevinmiş.
Şimdi... Tartışılan, kombine fiyatları.
Ne yapmak istiyorlar sahi?..
Beşiktaş’ın parasızlığından mı yararlanmaya çalışıyorlar? Yoksa, “Nasıl olsa gidicisin bize masraf yaptırma” mı diyorlar?
Böyle midir yeryüzündeki en etkili ve en aktif klasmanındaki taraftar?
Bir gün gökyüzüne döner kartal.
Kış biter bahar gelir.
Ve gün gelir “vahşi doğa belgeselcisinin” evladı, babasının müthiş çekimlerini izleyip/dinlerken sorar:
“Baba çok güzel takip etmişsin... Peki, o yaralı kartalı niye kurtarmadın”?
Amrabat ibret olsun!
Transfer mevsiminde “doğuştan tuttuğu” takıma geçmek için olmadık cilveler yapan futbolculara ders olsun Amrabat’ın transferi!..
Bir kulübü istemek, orada oynamak için yanmak yakılmak, Amrabat gibi olur.
Fedakârlık mı?..
Adı böyle konur:
Dersin ki, “Bonservis mi fazla. Kesin benim paramı ekleyin ona”...
Nice “doğma büyüme taraftar” futbolcular gördük ki, “garanti para” az geldiği için dönmüşlerdi kutsal kulüplerinin kapısından.
Helal olsun Amrabat’a.
Bravo Galatasaray’a.