Hiç kimseye “kendisine rağmen” iyilik yapamazsınız. Sadece çocuklara biraz “ısrar” edilir; o da ergenliğe kadar.
Büyüklere, hele koskoca kurumlara/kulüplere asla.
Futbolda yabancı sayısı konusunda olduğu gibi!
***
Bir sene önce “Ayağınızı denk atın” diyor Federasyon; “Gelecek sezon yabancı futbolcu sayısını 6+0 yapıyorum”.
Sıfır itiraz.
Yumurta kapıya gelip “Kuralı değiştirdim” deyince, “Yandım Allah”!
Hatta tehdit, şantaj:
“Değiştirmeyen değişir”.
Niye?.. Gelişmeleri takip edip önlemini almayanlar değişse daha iyi değil mi?
***
Kendi düşen ağlamaz.
Futbolu futbol yapan asli unsur futbolcu ihtiyacı için “imalat” değil “ithalat” politikası uygulamak ve “yerli kaynakları” atıl bırakmak isteyen kulüplerimiz, günü kurtarıp “şişme futbol ekonomisinin” bulanık suyundan fayda umuyorlar demek ki.
Belli ki, bitmez tükenmez bir paraları var!
Milli Takım falan da umurlarında değil.
Gerçekten işlerine yarayacak olsa neyse... İthal edip kullanamıyorlar, kullansalar parasını ödeyemiyorlar.
***
Rakamlar öyle söylüyor:
Geçen sezon 174 yabancı varmış futbolumuzda ve 18’inin ayağına top değememiş!..
Yiyip içip , maç seyretmişler.
Kaç para aldılar üstüne?
Belli değil, ama o parayla en az 18 tane geleceğin milli futbolcusu yetiştirmek işten bile değildi mutlaka.
Geçelim “kullanılanlara”!
FIFA’da tam 289 dosyamız var!
Proje, öneri dosyası değil... 289 yabancı futbolcu “Paramı alamadım” diye FIFA’ya gidip şikayet etmiş kulüplerimizi.
Bu nasıl ekonomik ve idari politikadır?
***
Vahim ve işin vebali yöneticilerin olduğu kadar futbolseverlerin de boynunda.
Yöneticiler, “Beceremedik” der giderler. Rezalet ve borçlar baki.
Kim ödüyor onları?
Ya taraftarlar ya dolaylı yoldan Devlet.
Yani yine taraftarlar.
“Olsun, Avrupa’da başarı önemli”!..
Yahu, yabancı futbolcu kısıtlamasına karşı duranların bayraktarı Galatasaray Avrupa’da zirveye 3,5 yabancıyla çıkmıştı.
Bugün istedikleri olur her halde.
Federasyondan da bir yere kadar; kendi düşen ağlamaz!
TT Arena kimin?
Galatasaray yöneticisi Sedat Doğan, Beşiktaş’ın önümüzdeki sezon TT Arena’da oynama isteği hakkında duruşlarının net olduğunu belirtti.
Ve ekledi:
“Talep etmeleri bile şık olmaz”.
Yok canım.
Asıl şık olmayan kamuya açık bu konuşmalar!..
Artık bu iş inada bindi.
Ben olsam Beşiktaş’ın yerinde, her türlü resmi başvuruda bulunurum. “TT arena’da oynamak istiyorum” derim.
Sorgulansın bakalım.
Kimi “Benim” diyor, kimi “Devletin”.
İşin gerçeğini öğrenelim.
Devlet o stadı yapıp, tapusunu Galatasaray’a verdiyse, elbette istediğini oynatır istemediğini sokmaz.
Öyle değilse, Beşiktaş istenmediği yerde olmaz herhalde, ama hiç değilse biraz daha kibar ve uzlaşmacı bir tavırla karşı durur Galatasaray.