Yeryüzünün en saçma tartışmalarını dinlemek için nasıl bir günah işledik acaba? “Bir maçta 15-16 sarı kart olur muymuş”?..
Niye olmasın? Sarı kart dediğin futbolcunun kilosuna göre verilmiyor ki!.. Siyasi ve medeni durumu da söz konusu değil. Kuralı yazılmış. O kural çemberine teğet geçen/direk giren kaç tane hareket varsa o kadar sarı...
Başka çembere dokunan varsa; o kadar kırmızı.
Anayasa’nın beğenmediğiniz maddeleri gibi... Ya Anayasa’yı değiştireceksiniz, ya sevabını da cezasını da sineye çekeceksiniz.
Sarı kartın sayısını yapanlara soracaksınız, verenlere değil.
Nerede önemli bir maç; “niye bu kadar az kart” veya “niye bu kadar çok”!
Yazıklar olsun.
* * *
Zekamıza hakaret edip taraftarlık duygusuna cilve yapanlara, bu basit oyun üzerinden ilgi ve takdir görmeye çalışanlara yazıklar olsun.
Sadece taraftar gözüyle bakarak onları “muteber” sayanlara da...
Fenerbahçe-Trabzonspor oynuyor. Sahadaki futbolcular belli bir zamandan sonra bilerek/isteyerek ve hür iradeleriyle sertleşiyor.
Tekme atıyor adam. Biçiyor.
Hakem gereğini yerine getiriyor:
Yer sarı gök kırmızı.
Kim yaptı?
Hakem mi?
Yahu Bünyamin Gezer’e ısmarladılar o kartları.
* * *
Fenerbahçeliler ve Trabzonsporlular.
Maçı kazanan Fenerbahçe’nin bir sezonda ilk mantıklı maçınının (o da yarım doksan) “kahramanları” seyircinin koltuk altına sığınıp skoru korumak için ısmarladı. Şampiyonluk denilen zor işi beceremeyeceklerini anlayan Trabzonsporlular dikkati dağıtmak için...
Kimbilir; belki de teknik direktörlerinin “tufaya” geldiğini anlamışlardı.
Açıkçası, sahada hır çıkarıp itilip kakılmaya razıydı “lider” takım.
Tam sırasıdır yazmanın.
Trabzonspor’a şampiyonluk çok zor.
Fenerbahçe şampiyon olursa ayıp olur.
Güzel bir maç seyretmiş olabiliriz; ama fena halde kifayetsizdi ikisi de. Oynuyorlardı; ama işlerine gelince. Hele tribüne, şehre, yarına oynamaya başladıklarında ne kadar kifayetsiz olduklarını hatırlayın.
Alex’in seyirciden yardım istemesine ne demeli mesela?
* * *
Bunlar bir kenara; sarı kartları saysınlar bakalım.
Aslında bu tartışmanın çok daha beterini de görmüştük:
“Bizim takım bir tek penaltı kazanmadı yarı sezonda”!..
Öyle bir cümle ki bu, söyleyene yarım sezonun değil tüm sezonların aptallık ödülü verilebilir. Yahu penaltı pozisyonu yoksa “Ayıp oluyor” diye verilecek değil ki.
Tıpkı “şampiyonluk” denilen özel ödülün ne masrafa ne havaya ne afraya tafraya, şehre, semte verilmediği gibi.
Hele kifayetsiz muhterislere hiç.
Kim ne derse desin; ben beğenmedim Fenerbahçe-Trazonspor maçını!..
Çaresizlik kokusu aldım, tilkilik kokusu aldım. “Fazlalık” vardı maçta. Olmaması gereken vardı.
Oyuna kim kattı onları?
Hakem mi?
İşi gücü bırakıp sarı kart muhasebesi yapanlara deli olduysam bu yüzden.