İşte size “yerli” Hoca’nın faziletlerinden biri... Aykut Kocaman demiş ki, “Başkan Yıldırım’ı yıpratmam, alır şapkamı giderim”!..
Ne zaman?
“Sivasspor maçı puan kaybıyla sona ererse”.
Dur bakalım Hoca’m!.. Daha önünde koskoca bir ikinci yarı var.
Ocakta transfer ve ümit...
“Yeniden yapılanıyoruz” de geç.
“Anlayışı değiştiriyoruz” gibi klasik narkozların vanasını aç...
“Seneye görün bakın Fenerbahçe nerede” vaatleriyle uç...
Biraz pişkinlik et. Bu sezonu bırak, gelecek sezonu bile kurtar. Paşalar gibi otur Fenerbahçe’nin en büyük ikinci koltuğunda. Paşalar gibi al maaşını.
Beğenmeyen varsa; yollasınlar. Bir yıllık daha maaş al.
* * *
Yabancı bir hoca olsa, bu süreç ne kadar “normal” gelir değil mi bize?
Ne kadar aşina?
Hatta, “haklı adam”, “alırken düşünecektin” türünden destek bile görür Herr/Mösyö/Mr. Hoca.
Ama Aykut Kocaman çıkıyor, “Arkamda duran Başkan’ı zor durumda bırakmam” diyor.
Bunu unutmayın; yazın bir kenara!
Biliyorum, “Aykut Kocaman zaten özel bir adam” diyeceksiniz. Yaptığı jesti asaletine yoracaksınız.
Peki hangi “yerli” hoca aksini yapar aynı durumda?..
Hiçbiri.
İçinden geçse, canı çekse, nefsi zorlasa etse bile yapamaz.
“Vicdan azabı” yoksa “Mahalle baskısı” var.
Demek ki, bizim hocaların sadece ücretleri “makul” değil, gitmeleri de gelmeleri kadar kolay.
* * *
Dönelim Aykut Kocaman’ın ince ve hassas düşüncelerine...
Ne yeri, ne zamanı... Açık söylemek gerekirse; “Hiçbir yere gidemez Aykut Hoca”.
Son ana kadar mücadele etmek zorunda.
Birincisi, gerçek Fenerbahçeli olduğu için.
İkincisi, kendisine kendisinden fazla güvenenler için!
Üçüncüsü ve en önemlisi, kendisi gibi “yerli” hocaların geleceği için. “Türkiye’de Türk hocaların işini bitiren adam” olamaz Aykut Kocaman.
Kalmak, başarmak zorunda.
Gerekirse “vakur duruşunu, centilmen tavrını, haktanırlığını, saygıyı, sevgiyi” bir yana bırakıp “hedefi” ne gerektiriyorsa onu yapmak zorunda.
* * *
Aykut Kocaman’ın tevazuu engel oluyor, kendisinin “yangından ilk kurtarılacak” kadar değerli olduğunu anlamasına.
Bakın, Kocaman ne kadar güçlüyse o kadar güçlü Fenerbahçe takımı, ne kadar özgüvenliyse o kadar özgüvenli. Onun umudu kadar umutlu, şevki kadar şevkli.
On misli paraya mal olan futbolcusundan da teknik direktörün değişmesini isteyen yöneticiden de ön sırada...
Sözleşme yırtılıp atılacağı saniyeye kadar böyle.
O yüzden dik durup, sert yapıp, atağa geçip başarması lazım.
Başardıktan sonra, “bu iş bana göre değilmiş, kişiliğimden yedim” der Fenerbahçe’yi bırakabilir. Hatta “ebediyen” bırakabilir hocalığı.
Ama başardıktan sonra.
O mevkiye gelirken yazmadık mı, uyarmadık mı kendisini. Fenerbahçe hocalığı “her şeyinden” fedakârlık gerektirir demedik mi?
Şimdi... Bedelini ödeyecek Aykut Kocaman.
Başaracak.
Çaresiz.