Afedersiniz ama... Biz “Aykut Hoca boşver bu temcit pilavlarını, futbolu bırakan her vatandaş 250 kelimelik birikimiyle eline kalem ve mikrofon alıyor, Türkçe’yi iğfal ediyor. Asıl bunu tartışalım” desek tuhaf olmaz mı acaba?
Fakat Aykut Kocaman bize söylüyor:
“Bırakın o ne demiş, bu ne demiş. 45 dakika oyunda kalan top süresini nasıl 60 dakikaya çıkarabiliriz onu tartışalım”.
Pardon...
Biz mi arttıracağız oyundaki topun süresini?
Emret, takımı da biz çalıştıralım!
* * *
Bir şey daha var.
Madem ki, söyledikleri ve aldığı cevaplar zerre kadar önem arzetmiyor, neden söylüyor o zaman?
Hayır “Kocaman laf olsun diye konuşuyor” dedirtemez bana hiç kimse.
Laf olsun diye adam keser, ama konuşmaz.
* * *
Gerçek şu:
O günkü takım çıkarları biraz karambol, biraz kıpırtı istiyorsa... Taraftara gaz vermek için rakip cenahtan bir hedef ideal durumsa...
Gündemi değiştirmek şartsa...
İş başa kaldıysa...
“Ortaya karışık bir laf” ediliyor. Gelsin cevap, gitsin soru!
O da ne?..
İpin ucu kaçtı, operasyon “kastı aşan” bir aşamaya mı geldi?
“Uğraşmayın bu saçma işlerle”!..
Biz size işinizi öğretmiyoruz sayın Kocaman, siz de bize mesleği öğretmeyin. Hele kendi sorunlarınızı hiç yüklemeyin.
Aziz Yıldırım hâlâ başkan mı?
Aslında Aykut Kocaman’ın da o kadar suçu yok. Çünkü yükü ağır, üç-beş kişilik oynuyor.
Fenerbahçe’de Yönetim Kurulu yok ki ortada, o işe de Hoca bakıyor.
Başkan kırklara karıştı, en son Cübbeli Ahmet Hoca’nın yanındaydı!
Derbi bile dikkatini toplatamadı.
Özletti kendini.
Kim derdi ki, gün gelecek sayın Aziz Yıldırım’ı “ortalarda gözükmüyor, konuşmuyor” diye suçlayacağız!..
Allah bu günleri de gösterdi!
* * *
Şaka bir yana, Aziz Bey’de her şey var “ortası” yok.
Ya iğneden ipliğe, soyunma odasından giyinme tarzına o karışıyor, ya da bugünkü gibi ortadan kayboluyor.
Birincisi... “Alışmışız” tuhaf geliyor.
İkincisi, Aykut Kocaman’ı zorluyor ilave yönetici görevleri.
Üçüncüsü ve en önemlisi, Fenerbahçeli Fenerbahçe’nin geleceğini bilmiyor.
Acaba bırakmak için “soğutma” çalışmaları mı yapıyor sayın Yıldırım?
Kötü bir gelişme mi var Yargıtay’da?
Birileri sessiz kalmasını mı istedi veya pazarlık etti?
Konuşsa, dostluk ve kardeşlik mesajları vermek zorunda; onun için mi susuyor?
Yoksa Aykut Kocaman’ı kurtların önüne mi atıyor?
Buyurun bakalım.
“Rutin” sekteye uğrayıp aşina görüntüler değişince insanın aklına hep en kötüleri geliyor.
Dönsün ama...