Okuyacaklarınız bir “telkin” veya “tenkit” değildir; sadece “durum tespitidir”:
Bugün itibarıyla Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman ile Galatasaray hocası Frank Rijkaard’ın işlerine son verilse, “Ne oluyor ?” diye bağıracak olanlar, ya bu hocalara “kefil ve angaje” olmuş şahsiyetlerdir ya da “çıkıntılık yaparak” dikkati çekmek ve futbol konusundaki derin bilgilerinin altını çizmek isteyen zat-ı muhteremler.
Sokaktaki Fenerbahçeli ile Galatasaraylı’nın ağıt yakacağını hiç sanmam.
Çünkü, Kocaman da, Rijkaard da hak etmişlerdir sözleşmelerinin fesih işlemlerini.
* * *
“Yöneticiler transferi geciktirmiş, o yüzden elleri kolları bağlıymış”!..
Yapmayın, etmeyin. Ertuğrul Sağlam hangi süper transferle şampiyon oldu geçen sezon. Fenerbahçe ve Galatasaray’ın şu andaki değeri bile o Bursaspor’un kaç misli?
Elendikleri “Avrupalı” rakiplerinde Messi falan mı oynuyor?
Yeryüzündeki en devinimli, en vahşi rekabetçi, en pahalı, en kazançlı işlerden biri olan futbolda, teknik direktörler açısından yaratılan bu dokunulmazlık “tabu”su ne kadar gerçekçi?
Biri söylesin bana; teknik direktörün artı ve eksilerine hangi vadede matematik işlemi uygulanır ve sonuç negatif çıktığında ne yapılır?
Ne zaman ve nasıl?
* * *
Aykut Kocaman’ın karnesi, 6 resmi maçta 1 galibiyet gösteriyor.
“6’da 1”...
Keser mi Fenerbahçe’yi?
“Yol iyi imiş”, “gelecek parlakmış”...
Biz de temenni ederiz Aykut Kocaman gibi bir Fenerbahçeli ve “insan”ın başarılı olup yaşlanıncaya kadar değişmez adam kalmasını. Yorulan yönetim gitsin o kalsın!..
Peki “6’da 1”lik başlangıç yeter mi her daim kartopu gibi büyümesi gereken Fenerbahçe’ye?
Ne yapalım, Fenerbahçe’nin, Avrupa ve Süper Lig haklarıyla sınavlarını “donduralım” mı bir yıllığına?
“Bekleyin, hocamız lige, biz hocamıza bir ısınalım”!..
Gelecek ve gidişat, ancak bugünler zararsız atlatılırsa bir mana ifade eder büyük kulüpler için. O yüzden binlerce işçinin maaşları verilir futbolculara, hocalara.
Bugün futbol bilincine sahip olup Fenerbahçeli olmayan yüz tane çocuk varsa, yarın bin tane olacaksa, kimse bana Fenerbahçe’nin “yol”undan, “gelecek”inden bahsetmesin.
Fenerbahçe “köpürmediği” anda “kesik” demektir ve sadece ekşi bir tat verir.
* * *
Galatasaray da öyle...
Kime ne yönetimin kusurlarından, hocanın şikayetlerinden?
Avrupa’dan ses verebiliyor mu Galatasaray?.. Yoksa, koyverin yakasını gitsin.
Lig maçında esebiliyor mu?.. Gürlüyor mu?.. Yoksa, birileri gelmiş çıtayı düşürmüş demektir.
En başta da hoca.
Tensikata Yönetim’den, Başkan’dan başlanmaz.
Teknik direktör nasıl ki başarılı olamadıkça futbolcularını değiştiriveriyorsa, Yönetim de hocayı değiştirir.
Artık değişikliğin kâr etmediği belli olunca gider başkan ve yönetim.
Eşyanın tabiatı böyledir.
* * *
Lige başlangıçları ve Avrupa maçlarındaki performansları hesaplanınca bugün itibarıyla Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman ile Galatasaray hocası Frank Rijkaard’ın sözleşmeleri feshedilse, kimse “Ne oluyor ?” diye bağıramaz yani.
İkisi de büyük hoca, müthiş gelecek olabilirler. Vedalaşılırsa ikisi de büyük kayıp olabilirler. Lakin, ne Fenerbahçe futbol deney merkezidir ne de Galatasaray’ın hem yenilip hem yönetimle itişen bir hocaya dayanma takati vardır.
Kocaman ve Rijkaard bugün gitse...
Sadece, “Zaman tanınsa takımın dizginlerini tutup aklındaki futbolu sahaya koyabilir miydi” diye bir şüphe kırıntısı yürekleri kemirir Aykut Kocaman için...
“Dev gibi kariyeri ne çabuk yok ettik” diye hayıflanılır Rijkaard’ın arkasından; o kadar.
Bunlar da futbolda var.