Beceremedik “3 Temmuz sürecini” yönetmeyi. “Kaçınılmaz son“a geldik dayandık. Şimdi “rezalet” noktasındayız!..
Lakin ne “enseyi” ne de “ufku” karartmalıyız.
Açık söyleyeyim; gidip teslim olan suçlu gibi bir rahatlama var benim zihnimde.
Kaçak yaşanmıyor kardeşim.
Çekeriz biter.
“Vurdum duymazlık gibi” gelecek ama...
Sonuçta “Uluslararası Karar Organları’ndan” kınanmaya, geri çevrilmeye, onlar tarafından cezalandırılmaya, tazminata mahkum edilmeye alışmış olmalıyız!
***
Neremiz doğru ki.
Ne şikecilerin hepsini yakaladık.
Ne şikeyi doğru dürüst kanıtladık.
Ne delikanlı gibi itiraf ettik.
Ne kurallara uyup cezasını verebildik.
“Acaba”lı operasyon, gizlilik, bürokrasi, uzun tutuklama, vicdan falan derken... Yarım yamalak şike. Yarım yamalak adalet. Yarım yamalak ceza...
“Bize uyar”dı!
Ya Avrupalı’ya?
Yine de bu saatten sonra kendimize acımanın faydası yok.
***
Beceremedik; çünkü korktuk.
Korku ve komplo ülkesinde yaşıyoruz; kolay mı.
“Fenerbahçe, Beşiktaş olmazsa ligimiz batar” dedik.
Fenerbahçe, Beşiktaş gibi milyonların koruyup kolladığı kulüplere ceza vermekten çekindik.
Daha açık yazayım; bugün “sen ceza verdiğin için Avrupa’dan men edildik” tartışmasını yaşıyor olabilirdik, kendi kendimize ceza kessek.
***
Tepkiden korktuk, tazminattan korktuk, yanılmaktan korktuk.
“Hayat-memat meselesi değil ki, alt tarafı futbol” algısı da var bir yandan...
Üstelik... Koltuk da tatlıydı, şöhret de para da.
Gelsin “Alaturka”!..
***
Bedeli ödenecek tabi.
Suçlananlar ödeyecek...
Yönetemeyenler ödeyecek.
Kulüpler... Hepimiz.
Korktuğumuz her şey başımıza geliyor, belki daha fazlası gelecek.
Korkunun ecele faydası yokmuş demek ki!
***
Şimdi sıra “dört dörtlük yaptığımız” bir olayda:
“Cadı avı”!..
Yaşasın.
Günah keçilerini kurban edip hemen başlayalım şu işe.
Devlet’ten emir gelmemiş!
Cenk Akyol’un milli takımdan dışlanma sebebi, Gezi Parkı eylemlerini desteklemesi değilmiş ve “emir” Devlet’ten gelmemiş!..
Birinci ağızdan... Basketbol Federasyonu Başkanı sayın Turgay Demirel söyledi;
“Ben 21 senedir bu görevi yapıyorum. Bir kere bile (üst kademelerden telkin gelmesi) söz konusu olmadı. Bu seferde söz konusu değil”.
İyi de... Sayın Demirel’in açıklaması bence şüpheleri ortadan kaldırmadı, sadece yönünü değiştirdi.
Neden mi?
Başkanı olduğu sporu tarihte ilk defa olimpiyata taşıyan Voleybol Federasyonu Başkanı’nın bile “ülkeyi yönetenlerin dümen suyunda gitmediği için” koltuktan düştüğü bir ülkede 21 senedir görevde olması yüzünden!
Demek “telkin ve emir” gelmeden gereğini yapıyor kendisi.
Demezler mi?..