Bülent Korkmaz sonuna kadar haklı... Feldkamp gidince “genel müdür” Adnan Sezgin’in teknik direktörlüğe soyunması, resmen “kötü örnek”.
Galatasaray şampiyon olamasaydı, sadece “saçmalık” olarak kalacaktı ama eğrisi doğrusuna denk gelip sonuç alınınca, tekrarından korkuluyor şimdi.
Her takımda önü açıldı futbol meraklısı yöneticilerin.
Ve her hocanın tayını küçüldü.
İşin açıkçası; Bülent Korkmaz’ın muhalefeti biraz da ekmek parası.
Evet sevgili hocam Bülent... Takımı teknik direktör yapmalı.
Peki, gazetecilik?..
Emekliliği gelen futbolcuların “bundan sonra ne yapacaksın” sorusuna verdikleri “gazetecilik” yanıtı kadar kolay mı bu meslek?
Veya boşta gezer teknik direktörlerin “hobi”si olabilecek kadar çocuk oyuncağı mı?
Sahadaki futbolu, daktiloya ömrünü vermiş gazetecilerden saliseler önce deşifre edebildikleri için başarılı olarak nitelendirilip, “Cumhurbaşkanı kim olur”a kadar yorumlarına ihtiyaç duyulanlar, bilmedikleri konuda ahkam kesenler kötü örnek olmuyorlar mı?
Spor sadece futbol değilse, futbol da asla “sadece futbol” değilse ve yaşadığımız çağda siyasetinden inançlarına kadar her unsur futbolun içindeyse... Kendi ifadeleriyle çatal bıçak tutmayı milli takımda öğrenen ve tek yeteneği Allah vergisi “bilek” olan sevgili futbolcu kardeşlerimiz nasıl heves ediyorlar yeryüzünde var olan her şeyden sorumlu bu mesleğe?
Spor Gazeteciliği’nin kangreni “taraftar yazarlık” bir köşede gözü kara cerrahını beklerken, “kulüp kimliği” soy isminin bile önüne geçmiş saygıdeğer futbolcularımızın “bizim takım” girizgahı ile başlayan makaleleri, yangına körükle gitmek değil mi?
Hadi onlar hiç olmazsa futbol oynamışlar... Bazıları makul, mantıklı ve kendini yetiştirmiş insanlar... Daha da beterleri var !
Menajeri, bestecisi, esnafı, spor yazarı.
Aldıklarını alacaklar, atıkları bırakıp dönecekler asıl işlerine.
Bizler ise hem kendi söylediklerimizden hem de mesleğe hasbelkader eklenenlerin dile getirdiklerinden sorumlu tutulduk bunca zamandır.
Sevgili Bülent, sen de dayanacaksın.
Hem Adnan Sezgin’in diploması bile var. Kendi söyledi, Amerika’da okul çocuklarını çalıştırmış uzun zaman. Bir Amerikan veledi, kaç Anadolu delikanlısı yapar; küresel hesabını bilemem ama çalıştırmış işte.
Bizim mesleğe intikal edenler, futbolculukları zamanında açıkça söyledikleri gibi kalem tutmak bir yana “gazete bile okumadılar”.
Susuyorsak, korkudan değil terbiyeden.