Açık söyleyeyim, Lincoln konusunda radikal reçeteler yazanların samimiyetinden şüphe etmekteyim!.. Ya zeka ya samimiyet; ikisinden birinde sıkıntı var.
Lincoln’e arka çıksalar da, Lincoln’ü “katli vacipler” arasına soksalar da fark etmez.
Çünkü normal bir beyin, sıradan prensiplerle ve bir ömürlük birikimle bu konuda “kusursuz” yanıt veremez.
Bence bal gibi biliyorlar tavsiyelerinin “topal” olduğunu... Bal gibi biliyorlar, tam tersini savunmanın da mümkün olduğunu.
Örnek mi?..
“Lincoln’ü kulağından tutup atmak lazım” diyor biri mesela!..
Neden?
-Çünkü Galatasaray önemlidir!
Peki, çok önemli Galatasaray’ın çok önemli Avrupa ve Lig hedeflerini de Lincoln’le birlikte çöpe atacaksan? Bir krizi bile çözemedi diye çok önemli Galatasaraylı Bülent Korkmaz’ın kariyerini başlamadan sonlandıracaksan?
-Kem, küm...
Veya tersi:
“Galatasaray her şeyin üzerinde olduğu için Lincoln’ü idare edip sonuca bakmak lazım” diyenler var.
Ve hemen karşı tezi:
“Şampiyon olursun, Kadıköy’e gelirsin ama bir yabancı futbolcunun oyuncağı Galatasaray, senin sevdiğin takım mı olacak, bir yabancı futbolcunun oyuncağı olmuş Bülent Korkmaz mı kuracak Galatasaray’ın geleceğini”?
Zaman, mekan ve şahıslar, çareleri/seçenekleri yiyip bitiriyorlar.
Buna talihsizlik de diyebilirsiniz isterseniz.
O zaman...
Lincoln-Galatasaray-Bülent Korkmaz ilişkisinde taraf olanlar ya samimi değildir, ya da yeterli IQ sahibi... Brezilyalı yıldız futbolcusundan küfür işitip taze kariyerini tehlikeye atan Bülent Korkmaz bile “taraf” olmak istemiyor; baksanıza.
Ceza vermiş gibi yapıyor, UEFA rövanşında ondan medet umuyor.
Çünkü futbolu “bilinmezleri” futbol yapıyor. Paradoksları zenginleştiriyor. Zevki orada.
O yüzden doksan dakikalık oyuna 90 program yapılıp adam başı 90’ar dakika konuşuluyor.
Yine açık söyleyeyim, şu sırada bekara karı boşamak kadar kolay ve dünyanın en şehvetli işidir Lincoln’e hüküm yazmak. “Sonucu” ancak perde kapanırken anlaşılacak ve mutlaka ama mutlaka faturası Bülent Korkmaz’a yazılacak bir fikir cimnastiği.
Lincoln’den verim sağlanıp Galatasaray şampiyon olsa, Kadıköy’de kupa kaldırsa bile “eleştiri” kapısı açık bir durumdur Bülent Korkmaz’ın başına gelecek.
Lincoln’den verim alınamazsa daha beter.
Bülent Korkmaz, Lincoln olayını kesip atarsa, en beteri.
Bu boş ve sonu bilinmez tartışmanın “Brezilya derin devleti, devamlı müşterisi Fenerbahçe’yi kollamak için özel ajanlarından Lincoln’ü Galatasaray’ın içine sokmuş ve orayı karıştırmaktadır” aşamasına gelmesi an meselesidir ve gündeme girmesi sadece magazincilerin insafına kalmıştır.
Acaip bir tuzağa düşmüştür Bülent Korkmaz ve tek şekilde çıkabilir; eli taşın altında olmadan ona akıl vermeye çalışanları kale alarak değil, akla gelecek her sorumluluğu üzerine aldığını açıklayarak.
Desteksiz, tekil ve cansiperane. Lincoln olayı Bülent Korkmaz’ın ellerinden öper!
“Ben” diyecek “ben”...
Lafı dolandırmadan.
“Ben şöyle yapıyorum, sorumluluğu alıyorum”.
O zaman piyasanın yarısı yüklenecek Bülent Hoca’ya... Hiç olmazsa yarısı.
Eleştirileri yarı yarıya azaltmak bile büyük başarıdır bu durumda.
Belirsizlik sürerse, önce piyasanın tamamı ve ardından fikirlerini piyasadan edinen futbol kalabalıkları, Bülent Korkmaz’ı canlı kum torbası yapmak için avuçlarını ovuşturuyor bilesiniz.