Bugüne kadar milli maçı umursamayıp, ortalığı “yangın yerine” çeviren çok kulüp oldu!
Ucu millilere kadar uzanan “şike söylentileri” de dolu...
Süper Lig’in depremi ve artçıları ile Milli Takım’da yaşanan yıkımlar da gördük.
Milli Takım hocasının “kaymaklı” teklif alıp ağzının sulanması aklının karışması bile yeni değil.
Transfer mevsimine denk gelen kritik milli maç, Federasyon seçimi takvimine rastlayan hayati dönemeç, küçük hesapların büyük zararları yaşandı ve yaşanacak tabi.
Milli Takım’ın “elinde olmayan” ama “elini kolunu bağlayan” sorunlar, bu işin doğasında var.
Hani, “Maçlar sadece sahada kazanılmıyor” özdeyişi tarihe geçti ya... Altında çapanoğlu, üstünde hinlik aramadan algılarsak, “mücadele edilmesi gereken saha dışı faktörler” kapsamına giriyor bunlar.
* * *
Problem ortaya çıkınca üstesinden geleceksin. Pes etmeyeceksin. Çünkü ucunda Milli Takım’ı bekası var.
Lakin bu sefer hepsi aynı zamanda...
Üst üste.
Ankaragücü’nün yaktığı ateşe benzin döken Trabzonspor, Milli Takım’ın “beli”ni inciten Emre Belözoğlu dedikodusu, aklı transferde futbolcular, seçim öncesi milli takım üzerinden son darbeleri göğüslemeye çalışan Federasyon ve yetmezmiş gibi kulağının üstüne yatıp krize neden olan Hiddink.
Hatta “dış mihraklar” bile katıldı artık!
Benzer konuda sabıkalı Chelsea, “olmak veya olmamak” durumundaki Türk Milli Takımı’nın hocasını ayartmaya çalışarak İngiliz asaleti mi gösterdi yani?
Hem ayıp, hem dava konusu Chelsea’nin yaptığı.
* * *
Hiddink’e gelince... Bizde “sukut ikrardan gelir” lafını bilmiyor besbelli. İtiraz etmiyorsan itiraf etmiş olursun yani...
“Olayı akışına bırakayım, bakarsın iki takım çalıştırmaya bile razı ederim Türkleri” dememişse eğer; kriz yönetmekte kesin “zaaf sahibi”.
Belçika’ya kaybedersek gider mi Hiddink?..
Tazminat maddesi olmasa da kolay değil. Emdiği sütü burnundan getirir Federasyon avukatları. Hem onun hem Chelsea’nin...
Kazandık ve gitmedi diyelim!
Zerre kadar kötü niyeti olmasa bile, tamamen yanlış anlamış olsak bile Hiddink artık eski Hiddink değil. Galiba en iyisi bizi en iyi ikinci yapıp gitmesi.
* * *
Milli Takım şayet bu kaostan düze çıkarsa, kahraman kim mi olur?
Bağrına taş basıp hiçbir polemiğe girmeden işini yapmaya çalışan Federasyon ve günlerdir milli futbolcularla yaşayıp zor koşulların onlar üzerindeki etkisini azaltmaya çalışan başkan Özgener...
Herkes her fırsatta Federasyona yüklenirken, seçim arifesinde kimsenin sesi çıkmıyor ve Özgener’e açıktan muhalefet koymuyorsa kara kaşına kara gözüne değil, “iyi hakem gibi” ortada çok görünmeden işini yapmaya çalışmasını idrak ettiklerinden olmalı.
Kamuoyu pek hissetmese de aslında Milli Takım tarihindeki en zor 90 dakika bu gece.