Beşiktaş’ın neyi eksikti biliyor musunuz? Türkçesi !.. Yabancı futbolcular için milyonlarca euroya kıyan bu kulüp, saati 100 liradan birkaç Türkçe dersi verdirse, Delgado atılmaz, Beşiktaş son 40 dakikayı 10 kişi oynamazdı.
Evet... Delgado hakem Çakır ile iletişim kurabilse, elleriyle “Tarzanca” anlatmaya çalıştığını söyleyebilecek ve “Hocam bu üçüncü faul, ben bir kere yaptım kart gördüm” diyebilecekti. Çünkü aynen böyle demek istedi.
Diyebilseydi, büyük bir ihtimalle duymazdan gelirdi Cüneyt Çakır. Hatta yanağını bile okşayabilirdi. Lakin işaret dilinde “Bana kart gösterdin” ile “Ona kart göster” aynı şekilde ifade edildiği için hayretler içinde dışarı çıktı Delgado.
Ali Sami Yen’de bir kişi eksik kalan hangi takımın kazanma ümidi olabilirdi?
* * *
Maçın 11’er kişi oynanan ilk devresinde Galatasaray 2-1 öndeydi ama üç golden sadece birinin anası-babası ve ebesi futboldu. O da Beşiktaş’ınki... Delgado imzalı olan.
Galatasaray’ın bir golü karambol ki, topu elinden kaçıran Rüştü’nün nüfusuna kayıtlı...
Diğeri zaten penaltı... Melekler getirdi.
Bunu söylerken maçın ilk yarısında Beşiktaş daha iyi oynadı demek istemiyorum. Sadece gollerin şeceresini çıkarıyorum.
Goller dışında, çimene seyir zevki getiren iki takım vardı ilk devre. Çünkü her iki hocanın da önceliği gol atmaktı.
Bu bolluktan yararlanan Galatasaraydı. Kanatlardan hallaç pamuğu yaptı Beşiktaş’ı zaman zaman... Orta sahayı tercihli yol kadar kolay kullandı.
Bu arada Beşiktaş soldan inip şansını demek istedi, ama ne yazık ki lige yabancı bir yabancı vardı Beşiktaş’ın solunda. Nobre belki de ilk kez bu kadar kaleden uzak bir oyun oynadı.
Lakin kimin kazanacağı belli değildi.
* * *
İkinci devre kader ağlarını örümüştü. İlk yediği golü hâlâ unutamayan Rüştü’nün koluna psikolojik ağrılar saplanmış, ovunup duruyordu. Sonra Delgado’nun atılması... Artık kader belliydi.
53 Baros; bomboş... Holosko’dan isyan... Ve bir penaltı daha...
4-2, kaybedecek bir şeyi kalmayan Denizli için fırsattı. Televizyonda yorum yaptığı kadar rahatlıkla Seric ve Nobre’yi çıkarıp, Bobo ile Uğur İnceman’ı aldı ve eksik Beşiktaş’ın eksikliği ortadan kalktı sanki. Keşke onlarla başlasaydı! Keşke Lincoln’e markaj yaptırsaydı.
Göbekten kamikaze gibi giden bir ekip olarak girdi son 25 dakikaya Beşiktaş. Biraz hızı kesildiyse sebebi Skibbe... Baros-Sabri değişikliği ile. Galatasaray’ın defansında taşları yerinden oynatan hoca, bu hatasını son dakikalarda telafi etti.
Yine de son dakikaya kadar biri üçüncü, diğeri beşinci golü arayan iki büyük takımın yağmur altındaki mücadelesi sonucunda uzun süredir ilk kez derbi biletine verilen paralar helal edilmişti. Ah bir de Delgado Türkçe bilseydi.