“Futbolda dönen para ne prensip bıraktı ne haya” derler ya..... Haksızlık etmeyelim paraya!.. Bazen insanların unuttukları erdemleri, gelenekleri, örfü, adeti de o uyguluyor!
Örnek mi?
Melo...
4 Mayıs 2012... Felipe Melo, antrenmanda takım arkadaşı Albert Riera ile kapışıyor.
Bitmiyor. Soyunma odasını ayarlayıp, Riera’yı bir güzel dövüyor.
Galatasaray’dan açıklama:
“Söz konusu futbolcular hakkında kulübümüz iç disiplin talimatı ve düzenlemelerinin ivedilikle ve kararlılıkla uygulanacağını bildiririz”.
“İvedilik ve kararlılık”!..
“Boş laf”ın öztürkçesi galiba.
Var mı bir ceza?
Yok...
“Sezon sonuna kadar kullanalım, cezasını o zaman veririz” uyanıklığına sapılıyor önce.
Sonra bakılıyor ki, Melo’nun şampiyonlukta payı büyük. 36 maçta forma giymiş 12 gol atmış...
Riera dayak yediği ile kalıyor Fatih Terim prensiplerini çiğnediğiyle, Galatasaray örfü adeti unuttuğuyla...
Galatasaray “Melo” diyor, başka bir şey demiyor!
Allah’tan Juventus giriyor devreye. Bonservisinde bir kuruş indirmiyor.
“Ver 8 milyon Euro’yu al Melo’yu”!
Para tatlı.
Galiba Melo transferi yattı.
Eli kulağındadır şimdi; bir yönetici çıkar “Melo’nun bonservisini Galatasaray’a yakışmayan hareketleri yüzünden almadık” der.
Ne haber; suçladığımız “para” kaybedilen prensipleri, örfü, adeti uygulatan olmadı mı?
Fenerbahçe’nin yeni “çubuklu”su !
Fenerbahçe’nin yeni çubuklu formasında Türkiye haritası da olacakmış. Sol göğüste ışıklar saçan bir Türkiye.
Anlamı “Ülkenin bağrından çıktık” demekmiş. “Fenerbahçe Türkiye’dir” sloganının başka bir versiyonu.
Fenerbahçe’nin vatanseverliği ve bunun altını çizmesi çok güzel de... Formalar “duvar gazetesi” değildir.
Mesajlar yönetimin söylemleri, kulübün eylemleri sporcuların duruşu, taraftarın pankartı, başkanın beyanatı, uluslararası başarılarla verilir; alan alır.
Formaya sen en değerli varlığını çizersen, “yol olur”, bir başkası da kendine göre en değerli olanı yazar. İşin sonu gelmez.
Yönetim ‘kilitlemek’ için değil, açmak için
Tamam... “Büyük” ve “heybetli” Beşiktaş taraftarı, yaşamla ölüm sınırındaki Kartal’ı filme çeken “vahşi doğa belgeselcisi” gibi “müdahalesiz gözlemciliğini” sürdürüyor ve tarihi bir hata yapıyor.
Peki, Beşiktaş yönetimi?
Para yoksa her yaptıklarına “eyvallah” mı denilecek sanıyorlar?
Sponsor bulunamayan erkekler voleybol branşını “bir seneliğine” kapatmak ne oluyor?
BJK, BFK (Beşiktaş Futbol Kulübü) mı oluyor?
Başkan Fikret Orman ve yönetimi, bu göreve talip olurken kulübün içindeki zorlukları biliyorlardı. Madem ki, görevi seve seve kabul ettiler; işleri tüm zorluklara rağmen yürütmeliler.
Bir şeylerin kapısına kilit vurmak için Yönetim Kurulu falan gerekmez ki.