Yedi ceddi nehirde timsahlara, savanada aslanlara yem olan antilopun yavrusu, doğar doğmaz koşmaya başlar da “insan yavrusu” neden on sene ailesine muhtaç yaşar?..
Belki yirmi... Belki sonuna kadar.
Çocukların neden “aciz doğup zor büyümesine” karar vermiş Yaradan?
Bence “büyükler adam olsun” diye!
Öyle zekidir ki insan, kontak attıran bir tanesi bile mahveder diğerlerini, doğayı, Dünya’yı...
Tek engel vardır önünde... Çocukları.
Berbat ettiğimiz her işi çocuklarımız için düzeltmeye çalışırız. Kişisel ahlak zafiyetlerinde bile önce çocuklarımızdan utanırız.
Kanun - manun bir yere kadar.
Bizi düzelten çocuklar... Yeter ki, büyüdüklerinde bizim gibi olmasınlar.
* * *
Futbol gibi şöleni “şiddete” alet etmiş büyükleri bu yanlıştan döndürecek olan çocuklarsa, o çocuklara futbolun şiddet olmadığını anlatacak olanlar, bana göre “kutsal” adamlardır.
Kuru sevgi, sulu mucum mucum değil; çocuklarına karşı sorumluluk hisseden adamlar.
Nitekim yaptılar!
Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, tiyatro sanatçısı Enis Fosforoğlu ile baş başa verdi. Ortaya şiddet değil sanat platformunda bir futbol olayı çıktı. Bir piyes. Bir fair play ağıtı.
Adı; “Futbol sadece bir oyundur”.
Reklamsız, çığlıksız gitti Anadolu’daki hedeflerine ulaştı. Tek tek çocuklara etkisini anlamak için Enis Fosforoğlu’nun turne anılarını okuyun. Etkilenmezseniz bir daha maça falan gitmeyin. Ya da yüreğinize serinlik doluyorsa, destek verin.
Daha çok çocuğa ulaşacak bu mesaj.
Hayatı antilop gibi algılamayan futbol adamları var oldukça arkası gelecek. Çok şükür; yavrularımızı “daha hızlı” koşturmak dışında sanatsal/sportif birikimlerle donatmaya kararlı insanlar yaptı, yapacak.
Minnet ve alkışlarla...
10 bin çocuk yetmedi mi?
Futbol ile şiddet ilişkisinden reyting ve tiraj olarak nemalanan medyanın, şikayet edermiş gibi görünüp asla elini taşın altına koymadığını, çaba gösterenleri de görmezden geldiğini ispatlarım demiştim ya geçen Ters Köşe’de...
İşte...
Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener’in “reklamsız” çabaları, tiyatro sanatçısı Enis Fosforoğlu’nun “cansiperane” emekleriyle kotarılıp, okul çağında 10 bin çocuğun yüreğine “futbolda şiddetin saçmalığını” eğlendirerek kazıyan şu kısa turne, ispatı!
Nerede gördünüz haberini, değineni, alkışlayanı ?
Ben yazayım size...
Atilla (Gökçe) abi koşesine aldı. İsmet (Tongo) abi bahsetti, Serdar Dinçbaylı konu yaptı, Onur Belge gazetesine haberini koydurdu. Nihat Geven abimiz Adana’da bir ucundan tuttu, tam 12 yerel gazetede manşet oldu. Bir de Hasan Tankaya Galatasaray TV’ye, Ercan Taner NTV Spor’a konuk ettiler Fosforoğlu’nu...
Varsa gözümden kaçan, arasın şerefle yazayım.
Peki... Nerede “bilmem kaç yüz” yazar, “bilmem kaç” gazete?
Tribünden inen iki yaratığı manşetlere çeken “futboldaki şiddete bu kadar duyarlı” medya, 10 bin çocuğun zihninde yan yana duran “Futbol” ve “Şiddet” imgelerini bir daha bir araya gelmeyecek şekilde ayıran, silen yok eden projeyi neden teşvik etmedi, neden yüceltmedi?
Sanat mı, çocuk mu, fair play mi barışık olmadıkları?
Bıraksınlar artık yangında en büyük çığlık atan olmayı.
Yemezler.