Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“Nasıl başlarsan, öyle gider” demişler!.. Ben de yeni yılın bu ilk gününe elimden geldiğince “pozitif” düşüncelerle başlamak istedim.
Önyargılıyım kısaca!..
Önyargın varsa, gerisi çorap söküğü.
Mesela... Bu sayfalarda her gün eleştirdiğimiz başkanların hiç mi iyi yaptıkları bir şey yok? Arayan bulur. Bugün sadece onları yazayım dedim.
Gazetelerde “Aziz Yıldırım’dan zehir zemberek açıklamalar” üst başlığı ile verilen aylık olağan tebliği var ya... Onda bile bir cümle yakaladım; helal olsun önyargıma:
“Tüm samimiyetimle ifade ediyorum lehimize yapılan hatalar da en az aleyhimize yapılan hatalar kadar bizleri rahatsız etmektedir ”.
Bir başkan için küçük, ama futbol camiası için büyük bir adım...
Bu cümleden olmak üzere, hiçbir Fenerbahçeli geçinen, Fenerbahçe lehine verilen hiçbir kararı “Bize de çok hatalar yapıldı” diye örtmeye çalışamaz. En fazla, “Yazık oldu rakibimize” şeklinde yorumlayabilir. Aksi halde Başkan’ın çizdiği rotadan sapmıştır ki, görüldüğü yerde forması sökülmelidir.
Şaka bir yana, sayın Aziz Yıldırım’ın hem yeni yılını hem de kulüpçülük bazında “devrim” sayılacak bu cümlesini kutluyorum.
* * *
Galatasaray Başkanı sayın Adnan Polat geçtiğimiz günlerde Mardin’deydi.
Bir parti başkanı gibi karşılandı. Nusaybin’de geçen yıl açılan futbol okulunu ziyaret etti. O Nusaybin ki, tek futbol kulübü de tarih olmuş ve kendisini İstanbul’dan/futboldan uzaydaki bir gezegen kadar uzak hissetmekteydi.
Sonra Midyat’a geçti. Şenköy Beldesi’nde bir futbol okulu daha...
İsteyen istediği adı yakıştırır bu işe... İster “geleceğe yatırım”, ister “sosyal sorumluluk”, ister “göz boyama”!..
Ben “vatanseverlik” diyorum.
“Komşun açken, tok uyumayacaksın” ilahi ikazının futboldaki uygulaması olduğunu iddia ediyorum.
Kendimi Mardin’deki, Midyat’taki, Nusaybin’deki çocukların, velilerin yerine koymaya cesaret edemiyorum; çünkü “nasıl başlarsan öyle gider” derler, yeni yıla gözlerim yaşararak başlamak istemiyorum.
Adnan Polat’a bu ülkenin bir vatandaşı olarak teşekkür ediyorum ve yeni yılını kutluyorum.
* * *
Beşiktaş Başkanı sayın Yıldırım Demirören... Şeref tribününe aile sıcaklığını getiren ve bu yaptığının bir Dünya yıldızını transfer etmekten çok daha büyük ve hayırlı bir iş olduğu asla anlaşılamayan başkan...
Yılın son haftalarındaki maçları neden televizyondan izledi?
Yanında eşiyle birlikte kitlesel ayıplara tahammül eden birinin, parasını ve emeğini esirgemediği takımıyla bu büyük heyecanları yaşamaya cesareti mi eksik geldi?
Hiç sanmam.
Ama yapmadı.
Kendisine bağıranların sesi futbolcuların kulaklarına gider, onların performansına kelebek etkisi kadar bile olsa negatif bir etki eder diye kendi kendisini cezalandırdı.
Sayın Demirören’i beğenirsiniz beğenmezsiniz. “Devam” dersiniz, “Yeter” dersiniz.
Lakin bu fedakarlığını görmezden gelemezsiniz.
Ben gördüm. Kutluyorum.
Hem davranışını hem de yeni yılını.
* * *
Bugün böyle... 2010 başladığımız gibi “olumlu” gitsin diye. Size tavsiyem aynısını yapın. En azından bugün... Önce sizin, sonra hepimizin ihtiyacı var.
En çok da başkanların. Hazımsız ve edepsiz kalem sahiplerini gördükçe daha iyi anlıyorum.
Herkese mutlu yıllar diliyorum.