Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Galatasaray’ın sorunu yanlış zamanda yanlış zeminde olmasıydı en başta!.. Sezon sonunda olsa bile formasındaki çubuklar kadar fit bir Fenerbahçe’ye Kadıköy’de 50 bin taraftarı önünde nasıl kafa tutabilirsin?
Bir de Trabzon teklemiş Konya durmuş, önüne ikincilik havucu konmuş… Durdurabilir misin? Bu bir karnavaldı.Elinden geleni yaptı Galatasaray, düşük tempolu maçta topu Fenerbahçe’ye bıraktı, belli belirsiz teslim oldu, derbiye mücadele kattı. O kadar.Gerisi Fenerbahçe takımı ve İsmail Kartal “başarı” öyküsü sadece.
Sahi bu İsmail Kartal ile sezon sonu nasıl vedalaşacak Fenerbahçe?
Fenerbahçe için topa sahip olma, baskı ve presti maçın başlangıcı. Enine boyuna geniş alanda oynayıp bunu avantaja çeviren bir Fenerbahçe… Demarke Osayi arkasında Kerem’i bıraksa da sağdan bindiriyor, orta sahası teslim olmuş Galatasaray Avrupa oyunu ile Türkiye oyunu arasında sıkışmış antrenman boksörü gibi sadece yumruk alıyordu. Altay sanki stoper olmuş ceza yayı önünde top dağıtıyordu. Fenerbahçe’nin Babel’in kanadından sıkıntısı vardı sadece. Ferdi henüz kusursuz hale gelmemişti. Belki de çabuk ve net Osayi ile karşılaştırıldığı için.
Koskoca Galatasaray’ın yazgısını Kerem’in kasığındaki arıza ile özdeşleştirip gol ihtimalini Gomis’in uzun saçlarına bağlarsanız ölmüş ve dirilmiş Fenerbahçe’nin stadından eliniz boş dönersiniz. Galatasaray’ın gol ümidi Gomis topu göremedi ilk yarıda. İkinci devre yaklaştı, o kadar. Açık konuşalım, Galatasaray Fatih Terim’in elinde olsaydı bu kadar mahkum oynamazdı. Galatasaray’ın Kadıköy performansında bireysel değil teknik akıl sorunu vardı. Amatör kümenin gençleri gibi dağınık/kopuk Galatasaray ne savunmada ne de hücumda vardı.
Zajc’ın golü asla bireysel değildi; hazırlanışından son dokunuşuna kadar takımın, hatta stadındı. Osayi de vardı golün içinde, Mert Hakan da İsmail Kartal da tribünler de.İkinci yarı bir derbinin olmazsa olmazı gerilimle başladı ki, Mert Hakan hiç de haksız değildi hakemin es geçtiği faule tepki göstermekte. Fenerbahçe’nin hızını kesmek için sert oynamaya başlamıştı Galatasaray. Aynı şekilde karşılık buldular.
Fenerbahçe’nin Serdar Dursun ile gelen ikinci golü yine emek yoğun bir eylemdi. Fenerbahçe’nin yarısı pozisyonun içindeydi. Galatasaray’ın ise yarısı pozisyonu izliyordu. Ne oynayacağına karar vermeden Kadıköy’e gelirsen olacağı buydu. Tarihi bir fark olmadıysa Fenerbahçe’nin düşük temposundandı. Yoksa ezeli rakip ebedi dost Galatasaray kendisinden beklenenin fazlasını yaptı. Anadolu yakasına geçerken kaybetmeyi kabullenmişti Galatasaray.Kimse bu derbiyi kazanmasını beklemiyordu ki zaten!
Kazanılmış bir derbiden sonra rakibe saygılar gönderip rakibi önemseyerek galibiyeti kutsamaktan başka ne düşer Fenerbahçe’ye? Lakin unutulmasın; İsmail Kartal sessiz ve derinden ödevini kusursuz yapıyor. Ne kadar yükselirse Fenerbahçe’nin gelecek sezondaki problemleri o kadar artacak. Mesele “Koç gitsin Kartal kalsın”a kadar gelirse kimse şaşırmasın.