Galatasaray Kulübü Başkanı Sayın Adnan Polat, “Kazakistan’da, İsrail’de ne işimiz var; Şampiyonlar Ligi’nde olmalıydık” cümlesini Galatasaray’ın televizyonuna da tekrarlamış.
Yani, sarı-kırmızılı kulübün halka açık, resmi yayın organında.
Gerçekten cesur ve mantıklı bir adım atmış!..
Çünkü ilk söylediğinde, ya yanlış anlaşıldı ya da “ağzından kaçtı” zannetmiştim ben. Hani, klasik “medya çarpıtması” meselesi.
İki yanı keskin, bıçak gibi bir cümleydi zira.
“Usul” yönünden apaçık bir “özeleştiri”ydi. Geride kalan berbat bir sezonun ikrarıydı.
Lakin, “esas” açısından gurur okşayan bir durum tepitiydi bir yandan . “Galatasaray buraları aştı” fikrinin altını çiziyordu. “Bakmayın biz geçen sezonu beceremedik ama...” mealinde olsa da duygusal ajitasyon dozu, Galatasaray’a yakışıyordu.
İsteyen istediği anlamı çıkarabilirdi kısaca.
Ben bardağın dolu yönüne baktım: İşi açıkçası, biz her gün eleştirsek de birçok kulübümüz Kazakistan’da, İsrail’de “işi olmayacak” düzeydedir bugün. Mimarların başında da Galatasaray gelmektedir.
Ne mutlu ki, böyle.
Geçenlerde kadim dostum Enis Fosforoğlu, rahmetli Fecri Ebcioğlu’ndan nakletti. Fecri abiyi “yolun yarısını geride bırakalı bir hayli zaman geçenler” çok iyi tanır. Futbolculuğuyla, şarkı sözü yazarlığı ve Milliyet’teki muhteşem spor yazılarıyla bir zamanların en popüler, en esprili şahsiyetlerindendi kendisi. Çok da iyi kaleciymiş, ona ben de yetişemedim. Ama gülmekten ters köşelere yatarak çok sohbetini dinledim rahmetlinin.
Enis’e anlattığı da öyle bir hikaye:
“İsrail’de maçtayız. Fena halde sıcak bir hava. Ben devamlı gol yiyorum. O zamanlar adamların bir adeti var; her golden sonra bando, marş çalarak sahayı turluyor. Galiba beşinci golü yemiştim. Yine bando turlamaya başladı. Bir an dev gibi davulu hem taşıyıp hem çalan kan ter içindeki İsrailli ile göz göze geldik, davulun tokmağını bana doğru tehtidkar bir şekilde sallayıp söyleniyordu”.
Bunu bir de Enis Fosforoğlu gibi tiyatro devinden dinlediğinizi düşünün. Çok güldük “eski” ağlanacak halimize.
Şimdi, Sayın Polat “Ne işimiz var buralarda ?” deyince, “Ben mi seçtim geçen sezonki hocalarınızı, futbolcularınızı” türünden hazırcevaplıklara sapmadan, doğru mesajı almayı tercih ettim.
Tamamen haklıdır sayın Başkan...
Ogünler geride kaldı, biz ne kadar eleştirsek de.
Zaten eleştiri bunun için değil mi?